Bana lütfen Bu çantayı neden kanlı bir şekilde evsiz bir adamın alışveriş arabasında bulduğumuzu anlatır mısınız? | Open Subtitles | أريدكِ أن تخبريني كيف انتهى .. الأمر بهذه الحقيبة عليها دماء في عربة رجل متشرّد .. |
Bu çantayı saklamayı başardım ama diğerlerini aldılar maalesef. | Open Subtitles | تمكنت من إخفاءه بهذه الحقيبة ولكنهم وصلوا للبقية |
Dokuzuncu Bölge'nin temsilcisi John O'Connell'a verilmek üzere bu çantaya 75 bin dolar koydum. | Open Subtitles | وضعت 75 ألف دولار بهذه الحقيبة. لعضو الكونغرس، (جون أوكونل) من المقاطعة التاسعة. |
Üçüncü Bölge temsilcisi Jerry Sanders'a verilmesi için bu çantaya 75 bin dolar koydum. | Open Subtitles | وضعت 75 ألف دولار بهذه الحقيبة لـ... لعضو الكونجرس، (جيري ساندرز). من المقاطعة الثالثة. |
Bu çantada bir sürü malca şey var. | Open Subtitles | لديك الكثير من الأشياء التافهة بهذه الحقيبة. |
Bu çantada bir milyon dolar var. | Open Subtitles | و بهذه الحقيبة مليون دولار |
O çantayla bir içim su gibisin! | Open Subtitles | تبدو عظيم بهذه الحقيبة التي معك |
Lanet olası Çantada ne var? | Open Subtitles | ماذا يوجد بهذه الحقيبة ماذا يوجد بهذه الحقيبة اللعينة ؟ |
Her zaman bu tarz bir uçakta uçarım ve zaman bu çanta buraya uymuştur. | Open Subtitles | لكني دائماً ما أسافر بهذه الحقيبة في نفس نوع الطائرات و دائماً ما يكون المكان مناسب |
Bu çantada para mı var? | Open Subtitles | أيوجد مال بهذه الحقيبة ؟ |
O çantayla ne yapıyorsun? | Open Subtitles | ! ما الذي تفعلينه بهذه الحقيبة |
Kabalığımın kusuruna bakmayın. Bana tek kalan bu çanta oldu. Kibarlığınız karşısında bir hediye getiremedim. | Open Subtitles | أرجو معذرتكِ, فلا أملك شيئاً بهذه الحقيبة عدا أخلاقي, لا أملك هدية لطيبتكِ. |