Kedileri böyle pusmuş şekilde görmüştüm. Fareye atılmak üzere beklerken! | Open Subtitles | رأيت قططاً بهذه الوضعية تتأهب للإنقضاض على فأر |
Şöför... 69 Bu kızların pozsiyonu, sonsuza kadar böyle kalmak istemezsin. | Open Subtitles | قائد العربة 69 هذه وضعية المرأة ، طبعا لن تكون بهذه الوضعية معي |
Dişleri böyle tutmak elmacık kemiğine ait kaslarla güldürücü kası çalıştırıyor. | Open Subtitles | حسناً ، تثبيت أسنانك بهذه الوضعية تشرك العضلات الوجنية الكبرى مع العضلات المسؤولة عن الضحك |
Benim için tam olarak böyle kalmanı istiyorum, sorun olmayacaksa giysinin kollarını kıvır. Tamam, şimdi, çevrendeki her çeşit | TED | أريدك أن تقفي بهذه الوضعية تماماً ارفعي أكمامك، من فضلك والآن أريدك أن تشعري ... |
böyle biraz ona benziyorsunuz. | Open Subtitles | بهذه الوضعية فانكِ تشبهينها بعض الشيء |
böyle dur, yumruğunu sık ve düzgünce ayağa kalk. | Open Subtitles | بهذه الوضعية ، إقبض يديك وقف بشكل صحيح |
Tamam! Birkaç tane böyle çekilelim. | Open Subtitles | حسناً سنأخذ القليل بهذه الوضعية |
"Yere düştüğünde kolu böyle olmuş. | Open Subtitles | "ذراعه كانت بهذه الوضعية... عندما سقط على الرصيف... |
Sen de böyle oturacaksın... Doğru. | Open Subtitles | وأنت تكون جالسا بهذه الوضعية صحيح - |
- Onu böyle bulmak yani. | Open Subtitles | إيجاده بهذه الوضعية |