Size bir sürü meteorolojik saçmalık anlatmak istemiyorum ama gerçek şu ki, hoşlansak da hoşlanmasak da, sorun sis- hareket ediyor. | Open Subtitles | لا أريد أن اضايقك بهراء حول حالة الجو ولكن الحقيقة انك شئت أم ابيت المشكلة أن الضباب الضباب، فإنه يتحرك |
Tamam, bak, bu beni deli ediyor.Odamdaki NASA'ya ait bir sürü saçmalık patlamaya neyin neden olduğuna daha fazla emin oluyorum. | Open Subtitles | حسناً, هذا قادني للجنون لدي غرفة مليئة بهراء ناسا الذي يجعلني أكثر من متأكد ماهو سبب الإنفجار |
Ve ben ikinizin bu aile bağlılığı saçmalığına kapılacağınızı biliyordum. | Open Subtitles | وأعلم... أنكما متعلّقين بشدة بهراء الإخلاص العائلي |
Benim kaygım da şu; neden Ian halka arz saçmalığından bahsedip duruyor? | Open Subtitles | و أول مخاوفي هو لمَ (إيان) جاء لنا بهراء الإكتتاب العام ؟ |
Biliyor musun gerçek bir şey yap ve FBI'a katıl saçmalığıyla beni fena kandırdın. | Open Subtitles | لقد خدعتني حقاً بهراء فعل شيء يمثل فرقاً مثل الانضمام للمباحث |
Saçma bir cinsel taciz suçlamasıyla müşterimin hayatını mahvetmeye çalışmandan hemen önce. | Open Subtitles | نعم, قبل ان تحاول تدمير حياة موكلي بهراء عن اتهامات بتحرش جنسي |
Böyle saçmalıklar söylerken kafanda müzik de çalıyor mu? | Open Subtitles | بصراحة، أهناك موسيقى في رأسك... عندما تتلفظ بهراء كهذا؟ ... |
Cenaze yarın lan at kafası ve sen bu saçmalıkları mı konuşuyorsun? | Open Subtitles | الجنازة الّلعينة غداً وأنت تتحدّث بهراء مثل هذا ؟ |
Maço asker zırvalarıyla beni korkutacağını düşünen oydu. | Open Subtitles | كان يعتقد أنه هو من يستطيع إخافتي بهراء قوته العسكرية. |
Sivil savunma saçmalıklarına falan girmeye hiç çalışma şimdi. | Open Subtitles | لا تحاول معي بهراء الرابطة الوطنية للبنادق |
Geçen gece vardiyam sonrası seni gördüğümde, affediciliğimi kazanmak adına bana bir demet zırva uzattığını düşündüm. | Open Subtitles | حسبتك تجاريني بهراء عن سعيك إلى عفوي |
Ve bu saçmalık değil... | Open Subtitles | و هذا ليس بهراء |
- saçmalık değil. - Evet, saçmalık. | Open Subtitles | .إنه ليس بهراء - إنه كذلك - |
Sakın bana 'diğer dünya' saçmalığına inandığını söyleme. | Open Subtitles | لا تخبريني أنك تؤمنين بهراء "العالم الآخر"،أيضا |
Yapma Shannon, şu "Her şeye yeniden başlama" saçmalığına inandığını söyleme bana! | Open Subtitles | -بربك يا (شانون ).. لا تخبرني أنك تصدق بهراء البداية الجديدة لم تنشأ (تيرا نوفا) لهذا الغرض |
Öyle buraya gelip "eğer bir şey olursa" saçmalığından söz etmek yok. | Open Subtitles | لا أقبل أن تأتي إلى هنا بهراء "إن حدث أي شيء لي" هذا |
Benim kaygım da şu; neden Ian halka arz saçmalığından bahsedip duruyor? | Open Subtitles | و أول مخاوفي هو لمَ (إيان) جاء لنا بهراء الإكتتاب العام ؟ |
Eğer o adamın odasına Lily'nin kreş saçmalığıyla girersen paramparça olacaksın. | Open Subtitles | (إذا دخلت هناك بهراء روضة أطفال (ليلي ستصبح ممزقاً |
Mesela senin bu Saçma sapan video oyunu konusunda çeneni kapaman ve benim ve kim olduğum hakkında bir şeyler öğrenmeye başlaman gerektiği gibi. | Open Subtitles | كما تحتاج أن تتوقف عن تحريك فمك بهراء الالعاب هذا و البدء بالتعرف علي , على من أكون |
Kardeşin etrafta saçmalıklar anlatarak benim itibarımı zedeledi. | Open Subtitles | اخوك يتفوه بهراء,ويخرب سمعتى |
Bizim gibi kızlar ailedeki tüm saçmalıkları görür. | Open Subtitles | فتيات مثلنا، لا ننخدع بهراء العائلة هذا. |
Bouvier'in zırvalarıyla vaktimi harcayacak mısın cidden? | Open Subtitles | هل أنت ستضيّع وقتي بهراء (بوفييه)؟ |
Bilirsin, büyü saçmalıklarına inanmam. | Open Subtitles | تعرفين أنني لا أؤمن بهراء القديسين. |
Geçen gece vardiyam sonrası seni gördüğümde, affediciliğimi kazanmak adına bana bir demet zırva uzattığını düşündüm. | Open Subtitles | حسبتك تجاريني بهراء عن سعيك إلى عفوي |
Ama şu hapishane saçmalıklarıyla üzerime gelme. Sen o tür biri değilsin. | Open Subtitles | لكن لا تأتِ لي بهراء السجن هذا لأنك لست بذلك الشخص |