Onlara yüzsüzce bakıp sanki Onları bakışlarımla soymak isterdim. | Open Subtitles | كنتُ أحدق بهن بلا حياء كما لو كنتُ أريد تعريتهن |
Kimliğimi sonsuza dek kaybetmeden önce Onlara ne yaptığını bulmak için Boğa ile tekrar karşılaşmalıyım. | Open Subtitles | يَجِبُ أَنْ أُواجهَ الثورَ ثانيةً وأَكتشفُ ماذا فعل بهن قَبْلَ أَنْ أَنْسي نفسي إلى الأبد |
Onlara sevgilerimle." | Open Subtitles | اخبريهن اني افكر بهن نهارا واصلي لاجلهن ليلا |
Ve bana göre kızlar erkeklerin hoşuna gitmek ister, onlarla takılmak ister. | Open Subtitles | اعتقد ان البنات يحببن ان يتعلق بهن الاولاد |
Benim onlarla yürümem lazım. Blok etrafında şöyle yürümeliyim. | Open Subtitles | انا يجب ان اتجول بهن ويجب ان امشي حول المبنى |
Bunların sonucunda, okul asma ve cezalandırma oranı oldukça düştü ve kızlar öğrenmeye çok daha hazır olarak okula gelmeye başladılar çünkü öğretmenlerin Onları önemsediğini biliyorlar. | TED | وكنتيجة، قد تحسنت معدلات تغيبهن عن المدارس وإيقافهن عن التعليم، وتصلُ الفتيات إلى المدرسة وهن على استعداد للتعلم بشكل متزايد لأنهن يعلمن أن المعلمين يهتمون بهن. |
Ne dersin, Onları tekrar görebilir miyim? | Open Subtitles | هل تظنين أنه بإمكاني أن ألتقي بهن وأسليهم ؟ |
Bana işimi nasıl ya da ne kadar zamanda yapacağımı söyleme. Ben Onlara bakarım. | Open Subtitles | لا تملي علي عملي أو مدة قيامي به يمكنني الاهتمام بهن |
Onlara kazarâ yaklaşmıyor. onlarla bağlantısı olan biri. | Open Subtitles | الآن, انه لا يلتقي بهن صدفة انه شخص له حق الوصول |
Her birini, hatta çirkin olanları da dahil ama sakın Onlara güvenmemi istemeyin benden, rahibelere bile. | Open Subtitles | ،أحبهن جميعاً ،حتى أبغض القبيحات ،لكن لا تطلبوا مني الوثوق بهن ولا حتى راهبة |
Onlara dokunabileceğin partileri götürmekten, ha? | Open Subtitles | وتحب أن تدعوهم للحفلات حيث يمكنك أن تتحرش بهن, ألست كذلك؟ |
Kural 1, Onlara bakma 0nlar at gibidir..sakin tut | Open Subtitles | القاعدة الأولى لا تحدق بهن النساء مثل الأحصنة يخفن من الناظرين |
Masaj yaptırmaya git. Bu gece Onlara ben bakacağım. | Open Subtitles | اذهبي و احصلي على تدليك سأعتني بهن الليلة |
Eğer benim gibi para için bu işi yapmayı bırakırlarsa, bu tamamen Onlara kalmış. | Open Subtitles | واذا انتهى المطاف بهن مثلي ، في الحاجة الى المال ذلك تماماً يعود لهن |
Buradakiler gibi onlarla da ilgilenebilirim. | Open Subtitles | سأكون مستعداً للعناية بهن كما أعتني باللواتي هنا |
Erkekleri birden öldürüp kadınları ise günlerce belki de aylarca bekletip onlarla oynayıp, işkence ettikten sonra en nihayetinde Onları yedi. | Open Subtitles | عادة ما يقوم بقتل الذكور فوراً و كان يبقي الإناث أحياء لأيام , و أحياناً لأسابيع يتلاعب بهن, يقوم بتعذيبهن |
kızlar, onlarla ilgileniyormuş gibi yapıp sonra da yüzüstü bırakmandan hoşlanmazlar. | Open Subtitles | الأمر لا يعجب الفتيات عندما توحي لهن كأنك معجباً بهن ومن ثم تهجرهن |
- Onları yukarıda tutmak zor, değil mi? - Evet, öyle. | Open Subtitles | ولكن من الصعب الأحتفاظ بهن فى هذه المنزلة |
Küçük kızları kaçırıp Onları alıkoyan yetişkin adamlar. | Open Subtitles | الرجال البالغون الذين يخطفون الفتيات الصغيرات ، ويحتفظون بهن |
Düzenli bir ziyaret için 20 dolar, bütün kızlar dahil. | Open Subtitles | عشرون دولاراً من أجل زيارة روتينية جميع الفتيات مرحب بهن |