"به الكثير" - Translation from Arabic to Turkish

• çok
• var

Gittiğimiz yerlerde bir sürü insan varken bu tür şeyler yapmayı çok istiyorum.
أردت حقا أن القيام بأشياء كهذه في مكان يتواجد به الكثير من الناس.

Bir defasında plaj da çok kum var diye şikayet bir adamdın?
الرجل الذي اشتكى من قبل من الشاطئ لأن به الكثير من الرمال؟

Bu inşa etmenin zor olduğu senaryolardır, şu anki yapım teknikleri işe yaramaz, çok büyük, çok tehlikeli, çok pahalı, çok fazla parçalı.
هذه هي السيناريوهات حيث يصعب البناء، ولن تكون تقنيات البناء الحاليّة ناجعة، الأمر ضخم، خطير جدا، مكلف جدّا و به الكثير من الأجزاء.

Bu çok çok kalabalık dünyada, yayının tek sınırı araçlara erişim.
وصلنا إلى عالم به الكثير والكثير الوقت الذي تكون فيه محاولة الحصول على الادوات هو الحاجز الوحيد للبث

Halen daha aktif halde. Bir sürü statik enerji var.
يبدو انه لا يزال نشطا به الكثير من الشحنة الساكنة

Bunların en tepesinde, kubbeli bir yapı var, bizi koruyacak, çok katmanlı bir kütle.
وفوق هذا، لدينا هيكل، هذا الهيكل المُقبب، الذي يحمينا، به الكثير من الكتلة.

Yani pek sanatsaldı, ama kız çok yetenekli.
أعني .. كان عرضا فنيا لكن به الكثير من المواهب

çok sıcak değil, fazladan çikolatalı. Sallanmış, karıştırılmamış.
ليس ساخنا به الكثير من الشيكولاته وممزوج جيداً

Burası benim çiftlik evim burada çok değerli eşyalarım vardı benimle gelin Ama yangını söndürmemiz gerekiyor
هذا هو بيتي الريفي .امتلك به الكثير من الأشياء الثمينة جدا. انسها و تعال معنا لكن يجب ان نطفأ هذا الحريق

Hayır kızım. Kings sokağındaki kadınımız çok cinsiyetli.
كلا أيتها الفتاة ، ذلك الجزء من شارع الملك الذي تعيش فيه يتواجد به الكثير من الجنس الثالث

Kumsalda daha çok taş var.
فأن العالم به الكثير من الرجال الذين يموتون

çok pahalı bir şey. çok mücevherli parıltılı.
شىء ما باهظ الثمن يوجد به الكثير من الماس, ذو بريق

Biliyor musun çok fazla şarkı söylüyorlar?
اتعلمى ان هذا العرض به الكثير مِنْ الغناء؟

Elbette, içinde pek çok çocuk var zaten...
أجل يوجد به الكثير من الأطفال إنهم ضحية كبرى للوحشية

Hayır, bu biyolojik silahı yapmak için iyi bir moleküler biyolog ve çok paralı laboratuar gerekir.
كلا, هذا يتطلب عالم أحيائي و مختبر به الكثير من الإمكانيات لصناعه هذا السلاح

Hayır, eminim. çok uğraştırıcı gibi duruyor. Sadece rahatlamak için buradayım.
لا أنا متأكدة، لأن ذلك يبدو به الكثير من العمل والجهد وأنا هنا لأسترخي فقط

"...diğerlerinden çok daha ölümcül tehlike arz eden şeyler vardır örnek verecek olursak, dünyadaki en zehirli 10 yılan türü Avustralya'dadır."
به الكثير من الأشياء سوف تقتلك أكثر من اي مكان آخر هناك عشر أفاعي سامة في العالم

Ve burada gördüğünüz bir yem kutusu bir parça - denizin hamamböcekleri olan - balık kenesi ile her yerinde balık kenesi var.
ولكن ما سوف ترونه هنا .. هو صندوق ويحيط به الكثير من صراصير البحر والتي هي منتشرة في كل مكان