"به لأجلك" - Translation from Arabic to Turkish

• için
• var mı

Senin için yapmak istediğim ilk şey... Yaptın bile.
أول شيء أعتزمت القيام به لأجلك أنت قد قمت به

Geçen gün sizin için yaptığım şu küçük iş, her şey yolunda mı?
ذلك العمل الذي قمت به لأجلك بالأمس هل هو بخير ؟

- Sizin için yapabileceğim başka bir şey var mı, efendim?
اي شيء اخر يمكنني القيام به لأجلك سيدي ؟

Senin için yapabileceğim bir şey var mı?
ما الذى يمكننى أن أقوم به لأجلك

Değiştiremediğim öyle şeylerime katlandın ki eğer senin için daha iyi yapacağım küçücük bir şey varsa, yapacağım.
تحملت كثيراً بأنني لا أستطيع تغيير شيء. إذن سأقوم بأقل ما يمكنني القيام به لأجلك.

Sana yaptığım şey ikimiz için de tek sefer yapılabilecek bir işlemdi.
أنت تعلم بأن ما قمت به لأجلك لا يمكن فعله إلا مرة واحدة لكلينا.

Senin için yaptığım onca şeyden sonra böyle mi bitireceğimizi düşünüyorsun?
بعد كلّ ما قمت به لأجلك تعتقد أنّنا هكذا سنُنهي علاقتنا ؟

Sizin için ne yapabilirim müdür bey?
ما الذي أستطيع القيام به لأجلك , أيها الفوض ؟

Şey, sizin için yapabileceğim başka bir şey yoksa- Yok.
حسناً إذا لم يكن هناك شيء أفضل ... أستطيع القيام به لأجلك

Senin için ona göz kulak olmaktan memnun olurum.
سوف اكون مسروراً للإهتمام به لأجلك

Senin için her şeyi yaparım.
سوف أقوم بأي شيء علي القيام به لأجلك

- Ben de Prophet, adamım. Senin için ne yapabilirim?
اذا ما الذى استطيع القيام به لأجلك ؟

Bunu kazanmak için götümü yirttim! Sirf senin için!
أرهقت نفسي عملاً لـ أتي به, لأجلك

Peki, senin için ne yapabilirim?
إذًا، ماذا يُمكننى أن أقوم به لأجلك ؟

İstersen bana ver. Senin için saklarım.
بإمكانك إعطائي إيّاه، سأحتفظ به لأجلك

- Birkaç soğan. - Sizin için yapabileceğimiz bir şey var mı?
-دانييل"، هل هناك شيء أقوم به لأجلك هنا؟"

Haber verebileceğim bir yakının var mı Dick?
أهناك من أتصل به لأجلك يا "ديك"؟