Yeni yollarla herşeyi yapabilme yetisinin bir çeşidinin potansiyelini çıkarıyor, sadece tıp alanında değil. | TED | هذا النوع من المقدرة لفعل أي شئ بوسائل حديثة مطلق لها العنان ، ليس أقلها في مجال الطب. |
Ben de çok kurnazca yollarla... ne kadar güçlü ve başarılı olduğunu soruşturmaya başladım. | Open Subtitles | بدأت ابحث بوسائل حكيمه جدا, عن مدى قوته, عظمته ونجاحه. |
İki saat sonra kobay ürünü yasadışı yollarla ele geçirdi ve bir güvenlik görevlisiyle yüzleşti. | Open Subtitles | بعد ساعتين، قامت الحالة بالتزود بالمنتوج بوسائل خارجة عن القانون ووُوجِه من قبل رجال الأمن |
Sanıyorum Amerika'da yaklaşık $12 milyarlık medya zamanı. | Open Subtitles | أعتقد أننا في الولايات المتّحدة نضع حوالي 12 مليار دولار للوقت بوسائل الاعلام. |
medya ile bağlantıya geçtiğimizde, haber çoktan sızmıştı. | Open Subtitles | بحلول وقت اتصالنا بوسائل الاعلام كانت القصة انتشرت سلفا |
Fiziksel ölümden kurtulmak için hala hiçbir yol yok, ancak bilim adamları yakında diğer yollarla sonsuz yaşamı elde edebilir. | Open Subtitles | ليسَ هُناك طريقة للهروبِ من الموت الجسدي بعد إلا أنَّ العُلماء قد يُحققون الحياة .الأبدية قريباً بوسائل أخرى |
Buraya kanunsuz yollarla geldik. | Open Subtitles | أننا حققنا هذا بوسائل غير قانونية |
Kirli çamaşırlarını dünyadaki medya bağlantılarıma yaymam uzun bir hapis cezasıyla son bulabilir. | Open Subtitles | سوف أفضحها عبر سوف أفضحها بوسائل الإعلام التابعه لي حول العالم يمكن أن تؤدي لعقوبة سجن طويله |
Evet. Belki bir tür sosyal medya şeyidir. | Open Subtitles | نعم، ربما للأمر علاقة بوسائل التواصل الاجتماعي |
- Senin bu medya olayına ilgin nereden geliyor? | Open Subtitles | اذا... كيف عرفت كل مايخص بوسائل الأعلام؟ |
medya ile hiçbir şeyi olmayabilir. | Open Subtitles | قد لا يكون له علاقة بوسائل الإعلام. |
Bu arada medya uzmanları bunun henüz gösterime girmeyen bir film veya bir zayıflama ilacı için viral pazarlama hamlesi olduğunu söylüyorlar. | Open Subtitles | "فى هذه الأثناء، المختصون بوسائل الأعلام يزعمون بأن هذه قد تكون مجرد حيلة تسويقية، لفيلم لم يتم الكشف عنه، |