"بوسعي سماع" - Translation from Arabic to Turkish

    • duyabiliyorum
        
    • duyuyorsun
        
    • duyabiliyordum
        
    Kalp atışını duyabiliyorum. Bana karşı dürüst olmadığında hızlı atıyor. Open Subtitles بوسعي سماع دقّات قلبكِ، إذّ أنّها تتسارع حالما تكذبي عليّ.
    Müziği zihnimde duyabiliyorum. Tıpkı söylediği gibi. Open Subtitles بوسعي سماع الموسيقى في رأسي كما قالت لي.
    Annesi de nefes alıyor, duyabiliyorum. Open Subtitles والأم ما تزال تتنفّس، بوسعي سماع أنفاسها.
    Evdeyken, nerede olursan ol çitlerin arkasından seslerini duyuyorsun. Open Subtitles حيث موطني كان بوسعي سماع الأصوات خارج السياج بغض النظر عن مكاني
    Ortalık o kadar sessizleşti ki, kendi kalp atışlarımı duyabiliyordum. İşte o sırada..." Open Subtitles "ساد الهدوء تماماً، بوسعي سماع نبض ضخ الدماء بداخلي."
    Müziği zihnimde duyabiliyorum. Tıpkı söylediği gibi. Open Subtitles بوسعي سماع الموسيقى في رأسي كما قالت لي.
    Kıyafetinden yayılan radyo dalgalarını duyabiliyorum. Open Subtitles بوسعي سماع موجات الراديو القادمة من بدلتك
    - Hayır. Çünkü kalp atışının hızlandığını duyabiliyorum. Aslında iki kalbinin de. Open Subtitles لأن بوسعي سماع نبضك يتسارع، نبضك ونبضه بالواقع.
    Bir sürü zavallı hayvanı katletmişler. Çığlıklarını duyabiliyorum hâlâ. Open Subtitles ذَبحت حيوانات عديدة مسكينة، لازال بوسعي سماع صراخها
    Kalp atışlarını duyabiliyorum. Open Subtitles بوسعي سماع نبضات قلبك
    Vampir jigolo Damon hakkında dediğiniz her şeyi duyabiliyorum. Open Subtitles بوسعي سماع كلّ ما تقولانه، حيث مصّاص الدماء (دايمُن) مُستغلّ النساء.
    Nefes alışını duyabiliyorum. Bonnie, lütfen bu önemli. Open Subtitles (بوني)، أعلم أنّكِ بالداخل بوسعي سماع أنفاسكِ
    Treni duyabiliyorum. Open Subtitles بوسعي سماع القطار
    Sadece kalp atışının sesini duyabiliyorum. Hadisene! Open Subtitles فقط بوسعي سماع نبضات قلبك.
    Cebindeki kayıt cihazının sesini duyabiliyorum. Open Subtitles "بوسعي سماع جهاز التسجيل في جيبك"
    Evdeyken, nerede olursan ol çitlerin arkasından seslerini duyuyorsun. Open Subtitles حيث موطني كان بوسعي سماع الأصوات خارج السياج بغض النظر عن مكاني
    Evdeyken, nerede olursan ol çitlerin arkasından seslerini duyuyorsun. Open Subtitles حيث موطني كان بوسعي سماع الأصوات خارج السياج بغض النظر عن مكاني
    Aşağıdaki kaldırımdan bile çalışını duyabiliyordum. Open Subtitles حتى على الرصيف أسفلها بوسعي سماع العزف
    Alex çalışma odasına girdi ve bağırdığını duyabiliyordum. Open Subtitles لقد دخل (أليكس) إلى مكتبه و كان بوسعي سماع صراخه لقد كان غاضباً للغاية
    Her şeyi duyabiliyordum. Open Subtitles بوسعي سماع كلّ شيء

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more