Bu yüzden eski hâline dönüştü. Ve bu yüzden de onun için Yapabileceğim bir şey yok. | Open Subtitles | لذلك تحوّل ثانيةً و ليس بوسعي فعل شيء له. |
Üstümdeki kontrolünü sıklaştırıyordu ama Yapabileceğim bir şey yoktu. | Open Subtitles | كان يُحكم قبضته عليّ لكن ما كان بوسعي فعل شيء |
Benim üstümdeki kontrolünü gittikçe sıkıyordu ama Yapabileceğim bir şey yoktu. | Open Subtitles | كان يُحكم قبضته عليّ لكن ما كان بوسعي فعل شيء |
Ellerim bağlı. Yapabileceğim bir şey yok. | Open Subtitles | ليس بيدي شيء, ليس بوسعي فعل شيء |
Ve onları durdurmak için Yapabileceğim bir şey yoktu. | Open Subtitles | ولم يكن بوسعي فعل شيء لإيقافهم |
Yapabileceğim bir şey yoktu, biliyorsun? | Open Subtitles | لم يكن بوسعي فعل شيء |
Yapabileceğim bir şey yok. | Open Subtitles | ليس بوسعي فعل شيء |
Ama Yapabileceğim bir şey yoktu. | Open Subtitles | لكن لم يكن بوسعي فعل شيء |
Yapabileceğim bir şey yok, Em. | Open Subtitles | -ليس بوسعي فعل شيء يا (إيم ). |