"بوقاحة" - Translation from Arabic to Turkish

    • kaba
        
    • kabalık
        
    • kabaca
        
    • utanmadan
        
    • yüzsüzce
        
    • küstahlık
        
    • ediyorsun
        
    • Cadalozluk
        
    • yüzsüzlükle
        
    • adice
        
    • âdice
        
    Amacım kaba olmak değil, ancak siz tam olarak kimsiniz? Open Subtitles لا أريد أن أتكلم بوقاحة لكن من أنتِ بالضبط ؟
    Beş katılımcının, deneye geç kalan birine deney yapanın kaba davrandığı çalışmalar yürüttük. TED لذا أجرينا دراسات حيث يشاهد خمسة مشاركين شخصًا يتصرف بوقاحة تجاه شخص وصل متأخرًا للتجربة.
    Konferansta soruları kaba şekilde yanıtladı. Open Subtitles وقد أجاب على كل الأسئلة في المؤتمر الصحفي بوقاحة
    Bayım, benim mekanımda kabalık yapmak zorunda mısınız? Open Subtitles سيديّ، لماذا تتصرف بوقاحة معيّ في مكانيّ الخاص؟
    Tabii şimdi kültürel bir mesele mi bilemeyeceğim ama şu anda kabalık ediyorsun. Open Subtitles وأنتِ لستِ على علم بذلك ولكنكِ تتصرفين بوقاحة الآن
    Senden küçük bir lütufta bulunmanı istedim... kabaca cevap verdin. Open Subtitles لقد طلبت منك من قبل مجاملة بسيطة ولكنك رددت علي بوقاحة
    Bay Bridger, hiç utanmadan tuvaletinize giren kişiyi tanıdınız mı? Open Subtitles بالمناسبة مستر بريدجر هل قابلت رجل يستطيع ان يقاطعك بوقاحة
    Müfettiş, kaba olmak istemiyorum. Open Subtitles لا أريدُ أن يبدو وكأنني أتصرف بوقاحة حضرة المحقق
    Bana kaba ve duygusuzca oynadığını söylemiştin, hatırlıyor musun? Open Subtitles هل تتذكر عندما أخبرتني بأن أخبرك عندما تتصرف بوقاحة ؟
    Örneğin, kendinizi tanıtmamanız son derece kaba bir davranıştır... düşmanlarınızın arasında olsanız bile. Open Subtitles على سبيل المثال اعتقد انك تقدم نفسك بوقاحة حتى بين الاعداء
    Sence herkes bana kaba olmak için mi "hanımefendi" diyor yoksa gerçekten farkedemiyorlar mı? Open Subtitles هل تفتكرى أنهم بيتعمدوا التصرف بوقاحة عندما يدعوننى سيدتى ؟ هم لن يخبرونى هذا
    Bilmeden size karşı çok kaba davrandım. Open Subtitles أنت لا تستطيع أن تدركني , أنا أتصرف بوقاحة معك
    Bilmeden size karşı çok kaba davrandım. Open Subtitles أنت لا تستطيع أن تدركني , أنا أتصرف بوقاحة معك
    kabalık veya saygısızlık etmek istemem ama başlamadan önce herhangi bir şekilde geleceği görmenin bilimsel hiçbir kanıtı olmadığını söylemek istiyorum. Open Subtitles لا أقصد أن أتصرف بفظاظة أو بوقاحة, ولكن قبل أن أبدء, أود بأن أخبرك لا يوجد أي دليلٌ علميٌ
    Arkadaşımla konuşuyorum. kabalık ediyorsun. Open Subtitles أنا أتحدث لصديقي وأنت تتصرف بوقاحة
    İki insan konuşurken araya girmek kadar kabalık olmaz. Open Subtitles ليس بوقاحة مقاطعة شخصين في وسط حديثهما
    Şey, "Ona eşlik etmemi ister misiniz?" diye sordum ama o böyle kabaca söyledi. Open Subtitles حسنا.انا سألت : تريد مني أن أصطحابها لك لكنه قال بوقاحة هكذا
    Bizimle bu kadar utanmadan, bu kadar saygısızca, ve bu kadar aptalca dalga geçen bir köleyi nasıl buraya getirmeye cüret edersin? Open Subtitles كيف جرئت علي احضار هذه العبدة هنا لتسخر منا بوقاحة . . باستخفاف
    yüzsüzce, kadına diğer kutuyu da yolladı ki, tiyatroda ona yer açabilsin. Open Subtitles بوقاحة يرسل الأخرى لحزم أغراضها لإستبدالها بوقاحة في المسرح
    Böyle küstahlık ettiğinde seni çok seviyorum, kızım. Open Subtitles أحب أن تتكلمي بوقاحة إلى الآخرين يا فتاة
    Cadalozluk ettiğim için özür dilerim. Open Subtitles أعتذر لتصرفي بوقاحة
    Doğruları, yüzsüzlükle çarpıtanlar beni bezdirdi. Open Subtitles وأولئك الذين يتحدثون بوقاحة هم من دفعوني بعيداً

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more