Her folikül bir yumurta içerir. Ortalama olarak sadece bir folikül tamamıyla olgunlaşabilir. | TED | يحوي كل جريب بويضة واحدة و عادة سيصبح جريب واحد ناضجاً بشكل كامل |
Yumurtalıklarından bir yumurta çıkarmak için kadının önünde beş günü var. | Open Subtitles | لدى المرأة الآن حتى خمسة أيام لكي تقدم بويضة من مبيضيها. |
Bu hayvanın vücudundan alınan bir somatik hücre, beden hücresi, bir inek yumurtası içerisine yerleştirilip döllendi ve sonunda bu inek bir guar doğurdu. | TED | خلية جسدية، خلية جسمية، تم أخذها من جسده، وتحميلها في بويضة بقرة، ثم أنجبت البقرة غارا. |
Brooke'un yumurtasını dölleyen adam bu. | Open Subtitles | هذا هو الشخص الذي لقح بويضة بروك |
Döllenmiş bir yumurtadan şu noktaya gelmek zaten birçok zorlukları atlattıkları anlamına gelir en azından bir veya iki hücreden meydana gelmişler. | Open Subtitles | لكي يصلوا إلى هذه المرحلة من بويضة مخصّبة واحدة، تطلب منهم الأمر تجاوز حواجز مهمة.. ليس من أصغرها التحول من خليةِ إلى اثنتين. |
İki haftam var ve sadece bir yumurtam var. | Open Subtitles | لدي فقط اسبوعين . ولدي فقط بويضة واحدة فقط واحدة |
Meslektaşın, yumurtayı aldığın kişinin adını bilmiyordu. | Open Subtitles | لقد قلت بأنه زميل لك لديه بويضة من متبرع مجهول |
Tek bir döllenmiş yumurta açık pazarda 10.000 dolardan fazlaya gider. | Open Subtitles | بويضة التخصيب الوحيدة قد تصل إلى 10 آلاف في السوق السوداء |
Anneniz ve babanız buluştuğunda, döllenmiş bir yumurta oldu; şu küçük çıkıntılı yuvarlak şey. | TED | لذا، عندما اجتمع أمي وأبي، تكونت بويضة مخصبة، ذلك الشيء المستدير الذي تخرج منه بقعة. |
Eğer follop tüpünde uygun bir yumurta olmazsa sperm için dölleyecek bir şey de yok demektir. | TED | إذا لم تتوفر بويضة في قناة فالوب، لا يوجد شيء للحيوان المنوي ليخصّبه. |
yumurta verebilir miyim diye araştırmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد النظر فيه و رؤية ما إذا يمكنني إعطاء بويضة. |
Madam, sadece sağ tarafta bir yumurta görüyorum. | Open Subtitles | سيدتي .. انا استطيع ان ارى بويضة واحدة في اليمين |
Anne olmak, sadece yumurta sperm ve dokuz ay beklemek değildir. | Open Subtitles | الأمومة تحتاج لأكثر من بويضة وحيوان منوي وتسعة أشهر كلودي |
Annenizin yumurtası gibi yapıp ayrılın bakalım! | Open Subtitles | و الان افعلا مثل بويضة امكما و انقسما |
Annenizin yumurtası gibi yapıp ayrılın bakalım! | Open Subtitles | انقسما و امكما بويضة مثل افعلا الان و |
Amerikalı bilim insanlarının çabası sayesinde 100 insan yumurtası başarılı bir şekilde döllendi. | Open Subtitles | "من خلال جهود العلماء الأميركيين" أصبح لدينا 100 بويضة مخصبة الاَن |
Onun 12 yumurtasını almışsınız. | Open Subtitles | لديكم 12 بويضة تخصها في احد مختبراتكم |
Allahtan senin gibi biri vardı, çünkü Jake'e sahip olabilmek için benim de yumurtasını bağışlayan birine ihtiyacım vardı. | Open Subtitles | شكراً لشخصٍ مثلكِ. لقد أحتجت لمتبرّعة بويضة لأنجب (جآيك). |
Ayrıca yüz yumurtadan birini de senin döllediğini biliyoruz. | Open Subtitles | ونعلم انك خصبت احدى المئة بويضة |
Çok şanslı. Lütfen. Bol bol yaşayabilen yumurtam var. | Open Subtitles | نحتاج إلى الحظ لإيجاد بويضة صالحة |
Sanırım olağan bir şeymiş, doktor yumurtayı alıyor. | Open Subtitles | و اظن أن هذا يحصل طوال الوقت حيث دكتور يحصد بويضة. |
Yok bu değil. Bende yumurtalık yok. | Open Subtitles | لا, ليس لدي بويضة |
Taşıyıcı anneyi bulduk bile ama birinci sınıf bir yumurtaya ihtiyacımız var. | Open Subtitles | لدينا بديل بالفعل و لكننا نريد بويضة جيدة |