El ilanını gördünüz, ve ona bakmak için evlerine gittiniz, ve sandalyeyi de orada gördünüz. | Open Subtitles | رَأيتَ النشرةَ، وأنت ذَهبتَ إلى بيتِهم تَبْحثُ عنه، وذلك حيث رَأيتَ الكرسي. |
Bayan Gordon, evlerine servise gelen kimsenin genç bir adam olduğunu söylemişti. | Open Subtitles | الذي يُوصل منُ دكاكينَ البقالة إلى بيتِهم. يُلائمُ الكثير مِنْ ما نحن نَصِفُ هنا. |
Kadınlara ilaç verip, kaçırdıktan sonra onları evlerine götürmeyi severlerdi. | Open Subtitles | حَبَّ إختِطاف وتَخْدير النِساءِ، يُعيدُهم إلى بيتِهم. |