Ben Wyatt'le ilişkinizin sonucu olarak hiç özel bir muamele gördünüz mü? | Open Subtitles | هل تلقيتي أي معاملة مميزه نتيجة لعلاقتك مع ، بينّ وايت ؟ |
Ve sadece Ben uzun esmerleri tercih ettiği için değil. | Open Subtitles | ليس بسبب أن ، بينّ يفضل النساء السمراوات الطويلات |
Peki Ben Wyatt'le olan ilişkini örtbas etmek için yerel, eyalet veya federal kanunları çiğnediniz mi? | Open Subtitles | وهل قمتي بأي مخالفة محليه أو القانون الفيدرالي في محاولة إخفاء علاقتك مع بينّ وايت ؟ |
Ben Wyatt'le ilişkine söylediğin tarihten daha önce başladığını düşünüyorum. | Open Subtitles | أظن بأنك بدأت علاقتك مع بينّ وايت لقد قلتي هذا من قبل |
Bayan Perkins, Chris Traeger Ben Wyatt'le ilişkimin ne zaman başladığını sorguladı. | Open Subtitles | آنسه ، بيركنس كريس تريغر ، أستجوب متى علاقتي مع ، بينّ وايت بدأت |
Bay Swanson, Ben Wyatt'le olan ilişkimin ne zaman bittiğiyle ilgili bir soru soruldu. | Open Subtitles | سيد سوانسون هنالك سؤال طُرح بخصوص متى علاقتي مع بينّ وايت ، إنتهت |
Bayan Swanson, iddia ettiğiniz üzere Leslie Knope ve Ben Wyatt'ın kanunları çiğnemesine işaret edecek bir kanıtınız olduğu doğru mu? | Open Subtitles | آنسه سوانسون هل أنتِ كما إدعتي لديك دليل لدية صله بأن ، ليزلي نوب و بينّ وايت أخترقوا القانون ؟ |
Ben'le ilişkimi kimseye söylemesin diye ona bir keresinde rüşvet vermiştim. | Open Subtitles | لقد قمت برشوه ليبقي علاقتي مع ، بينّ سراً |
Diyorsun ki Li'l Sebastian'ın anma töreninde Ben Wyatt'la | Open Subtitles | إذاً ، أنت تقول بأنك رأيت بينّ وايت و ليزلي نوب |
Ben Wyatt ve Leslie Knope bir şehir çalışanına rüşvet verdi. | Open Subtitles | بينّ وايت و ليزلي نوب قاموا برشوا عامل البلدية |
Bakın, biliyorum beraber görülmememiz lazım ama, ama bence Ben bu konuda baya yardımcı olabilir. | Open Subtitles | أسمعوني ، أنا أعلم ليس من المفترض علينا أن نكون معاً ولكن ، أظن بأن ، بينّ يستطيع أن يساعدنا في هذا |
Ben komiteyle özel bir görüşme istedi, ve rüşvetin tüm sorumluluğunu kendisi üstlendi ve istifa etti, hem de hemen. | Open Subtitles | بينّ ، طلب مقابلة خاصة مع أصحاب اللجنة و أخذ المسؤلية الكاملة على مسألة الرشوة وقدمت إستقالته مباشراً |
Ben'in sevgilisi olmaya layık olan tanıdığım tek kişisin. | Open Subtitles | و أنتِ الشخص الوحيد الذي أقبله تستحق أنت تكون صديقة ، بينّ |
Ben ve benim yaptığımız görüşme var ya-- kayıtlarda var. | Open Subtitles | أتعلمين ، المقابلة التي حضينا بها أنا و بينّ موجود في السجل |
Sadede geleceğim, Ben. | Open Subtitles | أنا سأتكلم في صلب الموضوع مباشرة ، يا بينّ |
Dinle, Ben, sadede geleceğim, tamam mı? | Open Subtitles | أسمعني ، يا بينّ سأتكلم في صلب الموضوع ؟ |
Bir franchise istemenizin işte nedeni. Büyük Ben hızla büyüyen spor malzemeleri imparatorluğudur. | Open Subtitles | لِهذا تُريدُ الإمتياز ، ( بيغ بينّ) إمبراطورية أجهزةِ الألعاب الرياضيةِ الأسرع تزايُداً |
- Güzel. Sıra sende. - Ben nasıl? | Open Subtitles | رائع ، أنتِ التالية - كيف حال ، بينّ ، هل هو حزين ؟ |
- Onu neşelendirmelisin, Ann. - Ben iyi. | Open Subtitles | أنتِ بحاجة إلى أن تشجعيه ، يا آن - بينّ ، بحال جيدة - |
"Ben"... Ve daha büyüğü, "Ann." | Open Subtitles | بينّ ، وأكبر ظهور هي كلمة ، آن |