gezegenler arası bir sorun yaratmadan önce, diplomatik yolu denemeyi tercih ederim. | Open Subtitles | قبل أن نخاطر بحادثة بين الكواكب أودّ أن أحاول الطريق الدبلوماسي أولا |
İşte bu yüzden gezegenler arası Zeta Işını seyahatiyle ilgili araştırmalarımı sessizce yürütüyorum. | Open Subtitles | الذي هو لماذا بحثي في سفر شعاع زيتا بين الكواكب يجري بشكل هادئ |
Şimdi yapım aşamasında olan gezegenler arası internet diye bir proje var. | TED | هناك مشروع يجري العمل عليه يدعى إنترنت ما بين الكواكب. |
Doğru. Yaşamı destekleyen gezegenler arasında inanılmaz benzerlikler var görünüyor. | Open Subtitles | هناك تشابه بين الكواكب التى تؤمن وجود الحياة |
Önemli olan şu ki, birleşik bir cehpe kurarak Özerk Dünyalar Birliğine girmemizi sağlayacak gezegenlerarası bir ittifak kurma yolunda ilerliyoruz. | Open Subtitles | الشيء المهم هو أننا نحرز تقدما نحو جبهة موحدة، وهو تحالف بين الكواكب يمكن أن نرى لنا دخول |
gezegenler arası seyahatlerde sürdürülebilir yaşamı destekleyebilecek kıyafetler yaratmaya çalıştık. | TED | بحثنا عن إمكانية صنع ملابس تديم الحياة إلى رحلات بين الكواكب. |
Benim favorim olan diğer bir fikir ise, gezegenler arası bir uzay savaşına ve bir gezegenin ölümcül yıkımına şahit olduğumuzdu. | TED | فكرة أخرى هي إحدى قناعاتي الشخصية المفضلّة هي أننا للتو شاهدنا معركة فضائية بين الكواكب والتدمير الكارثي للكوكب. |
İyi bir haham, psikanalist ve gezegenler arası bir dâhi lazım. | Open Subtitles | أحتاج إما لمحلل حاخام ممتاز أو عبقري يسافر بين الكواكب |
Tapınakta yaptığımız çalışmalara göre yıldız geçidinin gezegenler arası bir aktarma cihazı olduğunu belirleyebildik. | Open Subtitles | من خلال دراستنا للمعبد إستطعنا أن نستنتج أن ستارجيت هي وسيلة للتنقل بين الكواكب |
Kaydettiğiniz gezegenler arası sesleri saklamak isteyen iki gökbilimci olarak gidebileceğinizi düşündüm. | Open Subtitles | أعتقد أنه يجب أن تدخلوا هناك كإذاعيون في الفضاء تعلمون ، من يقوموا بقياس الضوضاء بين الكواكب |
Bu sadece benim ilk gezegenler arası görüşmem olacak. | Open Subtitles | هذه ستكون فقط المرة الأولى لي بين الكواكب |
Tesisatçılar gezegenler arası gizli bir güvenlik gücüdür. | Open Subtitles | السباكون هم قوة سرية أمنية تعمل بين الكواكب, تنقذ العالم لكي نحن لا نفعل |
Bilim insanları bir Mars kayası buldular bu da geçmişte o tarihlerdeki gezegenler arası şiddeti gösteriyor. | Open Subtitles | وجد العلماء صخرة مريخية التي يعود تاريخها إلى تلك الأيام من العنف الحاصل بين الكواكب |
Ama karşınıza çıkacak zorluklardan biri gezegenler arası seyahatte uzun süren ağırlıksızlık durumlarıdır. | Open Subtitles | ولكن أحد المصاعب الموجودة... في السفر بين الكواكب... هي حالة إنعدام الجاذبية الطويلة. |
Bu Rusya'nın gezegenler arası kutlama kartıydı. | Open Subtitles | وكان هذا بطاقات المعايدة بين الكواكب روسيا. |
Dünya'daki yaşam, uzak geçmişte gerçekleşmiş gezegenler arası yolculukların izlerini taşıyor mu? | Open Subtitles | هل الحياة على الأرض تحمل أي آثار، عن رحلات بين الكواكب في الماضي السحيق؟ |
Ve çok basit bir adam, gezegenler arası uyuşturucu kaçakçılığının karmaşık dünyasına girdi. | Open Subtitles | و حتى رجل بسيط ادخل تعقيدا عالم تهريب المخدرات بين الكواكب |
Sadece gezegenler arası sıcak ilişkiler adına. | Open Subtitles | من أجل العلاقات الودية بين الكواكب فحسب... أنت تعرف |
Kararlı ve yapay solucan delikleri yaratıp gezegenler arasında hatta diğer galaksilere yolculuk etmemizi sağlayan bir cihaz. | Open Subtitles | بوابة النجم؟ إنها جهاز يخلق ثقب دودي صناعي ومستقر حيث يسمح لنا بالسفر بين الكواكب الأخرى بما فيها المجرات |
gezegenler arasında ilave güneş gezegenleri buluyoruz. | Open Subtitles | ما نعثر عليه بين الكواكب خارج نظامنا الشمس |
Bu yeni dünyaların her biri yeni keşfedilmiş gezegen ve çok iyi tanıdığımız gezegenler arasında bir kıyas yapmamıza neden oluyor. En çok tanıdığımız gezegenler Güneş sistemimizdekiler. | TED | ويثير كل من هذه العوالم الجديدة مقارنة بين الكواكب المكتشفة حديثًا والكواكب التي نعرفها جيدًا. تلك المتواجدة في مجموعتنا الشمسية. |
Ana Gezegenim, gezegenlerarası bir savaşı kaybetmek üzere. | Open Subtitles | عالمي على وشك أن يخسر حرب بين الكواكب |