"بيومٍ" - Translation from Arabic to Turkish

• günler
• bir gün
• günü
• günün
• günde
• gündü
• gün mü
• gün geçiriyorum

İyi günler, canım.
تمنياتي لكِ بيومٍ ممتاز في المدرسة يا عزيزتي.

Pekâlâ, iyi günler. Ben şunun altına gidiyorum.
حسناً، فلتحظي بيومٍ جميل فأنا سأدخل تحت ذلك

Çıkıp dışarı iyi bir gün geçiriyor onların mutluluğu yerine kendimizinkini düşünüyoruz.
.. نخرج ونحظى بيومٍ سعيد متأملين سعادتنا لوحدنا . بدلاً من سعادتِهم

Sheila günü yapıyorum. Yeni kıyafetler, yeni makyaj.
أنا أحضى بيومٍ خاصّ بي ثيابٌ جديدة ، مساحيق تجميلٍ جديدة

günün birinde kızımız da beni böyle savunur mu dersin?
أتعتقدين بأن ابنتنا سوفَ تميلين للدفاعِ عننا هكذا بيومٍ ما؟

İki ay boyunca onu imzalatmaya çalıştım. Sen bir günde yaptın.
لقد حاولت لشهرين من أجل توقيع ذلك التنازل و فعلتها أنِ بيومٍ واحد

İşte o gün özellikle zor bir gündü ve o günün sonunda oğlum dünyaya geldi, ve kocam hayatta kaldı.
هذا ما أسميه بيومٍ صعب وفي نهاية ذلك اليوم ، أنجبت طفلي وعاش زوجي

Geldiğiniz için sağ olun millet, iyi günler dilerim.
شكرًا لقدومكم يا رفاق، فلتحظوا بيومٍ جيد.

Tekrar gelin, ve iyi günler.
تعالوا مُجددًا, وإحظوا بيومٍ جميل.

-İyi günler, efendim. -Sağol.
ــ إحظى بيومٍ طيّب يا سيّدى ــ شكراً لك

Ben gidip hazırlanayım. Size iyi günler, beyler.
لاعليك - سأرتب نفسي ، إحظوا بيومٍ جميل -

Yani sana, iyi günler.
لذلك، احظَ بيومٍ سعيد، و ما إلى ذلك

Yani bir gün eve geldiğimde Paige kim olduğumuzdan haberdar olmuş mu olacak?
هل سآتي بيومٍ من الايام الى المنزل وبايج ستخبرني بأنها تعرف من نحن

İyice yorulmuşundur. Uzun bir gün geçirdin.
أعتقد بأنّك مرهقٌ جداً فقد حظيت بيومٍ طويل

Çok kötü bir gün geçirdim ve burada ne olduğunu öğrenmek istiyorum!
لقد مررت بيومٍ عصيب جداً و أحب أن أعرف ما الذي يجري هنا بالضبط

Baskın günü, anladığım kadarıyla senin için özellikle kötü bir gün olmuş
في يوم إطلاق النار فهمت بأنكِ تحديداً ، مررتِ بيومٍ صعب

Görünüşe göre başkanımız bir günü daha atlattı.
يبدو أنّ عُمدتنا سيعيش ليُقاتل بيومٍ آخر.

Ben de düşündüm ki her günün doyasıya yaşamak iyi bir şeydir, değil mi?
أنه ايّ شيءٍ يجعلني أحظى بيومٍ على أكملِ وجه لا بدّ أن يكونَ جيداً ، أليس كذلك ؟

Sıcak bir günde soğuk bira gibisi yoktur.
لا شيء يُضاهيّ الجعة الباردة بيومٍ حار كهذا.

Bir günde iki kez benden bilimsel yardım istiyorsunuz. Bu kadar CSI işini ne ara yaptınız?
مرتان بيومٍ واحد تطلب منّي أن أستخدم العلم لأساعدك متّى أصبحت مهتماً بالطبّ الشرعيّ ؟

Büyük bir gündü hepi bu.
‫لقد حظي بيومٍ كبير، هذا كل ما في الامر

Kötü bir gün mü geçiriyoruz?
ـ هل نحنُ نمرُّ بيومٍ آخر صعب ؟

Çok zor bir gün geçiriyorum, dostane bir yüz göreyim istedim.
كلُّ ما بالأمر أنّي حظيتُ بيومٍ تعيس ورغبتُ في مشاهدة وجهٍ وديٍّ.