| O Cuma günü, Saray'ın dışındaki kartları siz okumadınız. | Open Subtitles | لم تقرأ بطاقات الزهور عند القصر بيوم الجمعة ذلك |
| O Cuma günü, Saray'ın dışındaki kartları siz okumadınız. | Open Subtitles | لم تقرأ بطاقات الزهور عند القصر بيوم الجمعة ذلك |
| Özür dilemeye ve Cuma günü çok güzel vakit geçirdiğimi söylemeye geldim. | Open Subtitles | اردت فقط الإعتذار واخبرك بانة حقا بانني استمتع بيوم الجمعة. |
| - Cuma günü gelin. - Sizi tanıştırmak istediğim biri var. | Open Subtitles | انزل إلى البلدة بيوم الجمعة هناك شخص أريدك أن تقابله |
| Cuma günü çıkar, Pazar gecesi dönersiniz. | Open Subtitles | نستطيع ان نغادر بيوم الجمعة وتعودوا ليل الأحد |
| Hayır sen, Cuma günü ihtiyaç duyduğunu söylüyorsun. | Open Subtitles | لا، أنت من قلت بأننا بحاجة إليه بيوم الجمعة |
| Ambrose,Cuma günü buluşalım mı? | Open Subtitles | امبروز بشأن موعدنا مارأيك بيوم الجمعة ؟ |
| - Seni Cuma günü götürmeme ne dersin? | Open Subtitles | ما رأيك بأن أوصلك للمدرسة بيوم الجمعة ؟ |
| - Cuma günü alacağım aracımı. | Open Subtitles | نعم , سأستلمها بيوم الجمعة غالبًا |
| Cuma günü iki kere aradım neden bana dönmediğini merak ediyorum. | Open Subtitles | إتصلنا مرتين بيوم الجمعة... وأتعجب لماذا لم تتصل بنا! |
| Cuma günü torunumun doğum günü var. | Open Subtitles | عيد ميلاد حفيدي بيوم الجمعة |
| Seninle görüşmek istedim çünkü Cuma günü Juliette ile beraber Dumont'a gittik. | Open Subtitles | أردت رؤيتك لأني مع (جولييت) رأينا (دومونت) بيوم الجمعة. |
| - Cuma günü işin var mı? | Open Subtitles | - انتِ مشغول بيوم الجمعة? |
| Cuma günü, bizimle Washington'da olur. | Open Subtitles | و بيوم الجمعة, سيكون معنا في (واشنطن), |
| # Cuma günü ise # # Hep aklımda # | Open Subtitles | "أفكّر بيوم الجمعة" |