"بِأَنَّ" - Translation from Arabic to Turkish

    • olduğunu
        
    • bir
        
    Bazıları bütün olayların sebebinin hayalet avcıları olduğunu savunuyor. Open Subtitles يَبقي البعضُ بِأَنَّ هذا المحترفِ مزيلات البارة الطبيعى السببَ.
    Benim aradığım kişi olduğunu nerden biliyorsun? Open Subtitles هَلْ يَعتقدُ بِأَنَّ هذا النوعِ لص رموز ؟
    Eğer bunun o fahişeyle bir ilgisi olduğunu fark edersem... Open Subtitles مرحباً. إذا أَكتشفُ بِأَنَّ هذا عِنْدي أيّة علاقة بتلك الكلبةِ —
    Bunun kaza olduğunu düşündüğünü sanmıyorum. Open Subtitles أنا لا أعتقد بأنّه يَعتقدُ بِأَنَّ هذا كَانَ حادثاً.
    Bu koca lanet ülkenin geleceğinin bir fidyeye bağlı olduğuna ve yarın akşamdan önce ödememiz gerektiğine inanır mısın? Open Subtitles هل تَعتقدُ بِأَنَّ كُلّ هذة البلدة الملعونة إحتجزَت طلباً لفدية ونحن عِنْدَنا حتى ظهرِالغداً للدَفْع؟
    Büyükbabanın uyarısının bununla ilgili olduğunu düşünmekten alamıyorum kendimi. Open Subtitles أنا لا أَستطيعُ الهُرُوب من الشعور بِأَنَّ هذا جدُّ الأزمةَ حذّرَنا حول.
    Bunun asla bitmeyecek bir savaş olduğunu söyledi. Open Subtitles لقد أخبرَني بِأَنَّ هذه الحرب لن تنتهي أبداً
    En azından bu gezegenin büyük tehdit altında olduğunu amirlerinize bildirin. Open Subtitles على الأقل يَجِبُ أَنْ تُحذّرَ رؤسائَكَ بِأَنَّ هذا الكوكبِ في خطرِ كبير
    Bak, Başkan'a bu öğrencinin casus olduğunu itiraf etmesini söylemeliyiz. Open Subtitles إستمعْ، علينا أن نخبر الرئيس بأنّه يَجِبُ أَنْ يَعترفَ بِأَنَّ هذا الطالبِ كَانَ جاسوسا.
    Bu işe yaramaz şeylerin yerinin çöp kutusu olduğunu ne zaman itiraf edeceksiniz? Open Subtitles عندما سَيَعترفُك فقط تَعُودُ بِأَنَّ هذه الزبالةِ في a صندوق قمامة؟
    Onun ne olduğunu bilmiyorum. Open Subtitles -إ- إنتظري.. عَلَيكَ الإعتراف بِأَنَّ هَذَا الرَّجُلَ بَرِيء.
    Bunun ailemle bir tatil olduğunu anlıyorsun, değil mi? Open Subtitles تَفْهمُ بِأَنَّ هذا a عطلة مَع عائلتِي، موافقة؟
    Bak, bunun Super Bowl olduğunu biliyorum ama sadece... Open Subtitles النظرة، أَعْرفُ بِأَنَّ هذه لعبة السوبر بولُ، لَكنَّه فقط...
    Allah bize onun sevgili kulu olduğunu göstermeye çalışıyor. Ona saygı gösterin. Open Subtitles طريقه مِنْ اللة لاخْباركم كلّكم بِأَنَّ هذا الرجلِ يحبة الله .
    Allah bize onun sevgili kulu olduğunu göstermeye çalışıyor. Open Subtitles جئت للاخْباركم كلّكم بِأَنَّ هذا الرجلِ محترم .
    Bu savaşın nasıl asla kazanılamayacak bir savaş haline getirildiğini anlatıyordu, bunun sonu olmayan bir savaş olduğunu, bu şekilde insanların özgürlüklerinin ellerinden alındığını söylüyordu. Open Subtitles قُلتُ، "كَمْ أنت ذاهِب إلى ناسِ مقتنعينِ بِأَنَّ هذه الحربِ هَلْ حقيقي؟ " قالَ، "بأجهزةِ الإعلام. أجهزة الإعلام يُمْكِنُ أَنْ تَقتنعَ كُلّ شخص هو حقيقيُ.
    Bak, Jessica, bunun zor olduğunu biliyorum. Open Subtitles هو / تَنْظرُ، جيسيكا. أَعْرفُ بِأَنَّ هذا والصعبِ.
    Sizin için çok zor zamanlar olduğunu biliyorum... Open Subtitles أَعْرفُ بِأَنَّ هذا يَجِبُ أَنْ يَكُونَ a جداً وقت صعب لَك.
    Belediye temel atmama izin vermek istemez, en azından bu hükümet projesinin işe yarar olduğunu ispatlayana kadar. Open Subtitles البلدية لا تريد السماح لي البدء بالمشروع حتى ... أُثبتَ إليهم بِأَنَّ مشروع التنمية سَيَنجحُ
    Beni öpersen ve bunun daha gerçek olduğunu anlarsan? Open Subtitles إذا تُقبّلُني... ... الذيإذاإكتشفتَ بِأَنَّ هذا هَلْ أكثر حقيقية؟
    Herhangi bir açığımız varmı bu adamın dolduracağı? Open Subtitles عِنْدي أيّ إفتتاحيات بِأَنَّ هذا الرجلِ هَلْ يُمْكِنُ أَنْ يُلائمَ؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more