"بِه" - Translation from Arabic to Turkish

• onunla
• Onaylandı

Baba, eğer onunla tanışsaydın, onun ne kadar iyi, ince ve dürüst biri olduğunu görecektin.
أبِي، إذَا إلتَقيتَ بِه سوَف تَرا بِأنَه ورجُل صَادِق جَيد ولَطِيف

onunla konuşabildiğin için şanslısın. Sana büyük bir iyilik yapıyor.
أنتِ محظوظة بِه هو يسدي لكِ معروفاً حقاً

Oraya gidip onunla ilgilenmemeye içim elvermedi.
ولم أستطّع منّع نفسي من القدوم.. ومحاولة الإهتمام بِه.

Tek söylemen gereken "Onaylandı" olacak.
كُل ما أنت بِحاجة لِقوله هو أفعل ماترغبُ بِه فقط

"Onaylandı", "sıradaki" ve "gelsin".
أفعل ماترغبُ بِه , التالي , تقدم

Ne için gelirlerse gelsinler "Onaylandı" diyeceksin dedin.
"مهما كان طلبُ الوزراء فقُل فقط "أفعل ماترغب بِه

Gerçekten öyleyse onunla gurur duyuyorum ama böyle bir şeyi ilk defa duyuyorum.
حسنٌ، إن فعل ذلك فأنا فخور بِه لكنّي،لمأعلمأيّ شيءٍبشأن ذلك.

Ona dokunmak, onunla konuşmak, hatta onu rüyada görmek yok.
لا تلمساه, لا تتحدثا إليه, لا تَحلُما بِه حتى.

Son 24 saattir onunla bağlantı kuramadım.
. لم أتمكن بالإتصال بِه للأربع وعشرون ساعة الماضيّة

Babam yaşasaydı eğer, bugün, onunla birlikte olmamdan dolayı ne derdi acaba, merak ediyorum.
...في أغلب الأحيان أتعجّب ماذا سيكون رأي والدي بِه ورأيهُ بي في هذا اليوم

onunla hapiste hiç karşılaşmadım.
لم ألتَقِي بِه في السِجن أبَداً

İtiraf edeyim, benim onunla özel bir ilişkim vardı.
و علي القول, كانت لي علاقة خاصة بِه.

Dün onunla ilgili bir rüya gördüm.
لقد حلِمتُ بِه مُجددًا الليلة الماضية

Çok sinirlenmiştim, ilk başta onunla yüzleşirim diye düşünmüştüm sonra arabasını Saddle Horn Tır Garajı'na çekti ve şu kızlarla konuşmaya başladı.
، كنت غاضباً جداً . لدرجة أنّي ظننت أنّي سأواجهه أوّلاً . فإذا بِه يتوقّف بمنطقة انتظار الشاحنات . و بدأ يتحدّث مع تلك الفتيات - . مومسات -

- onunla kendini tatmin ediyordu.
تصنع بِه لحمها المقدد

"Onaylandı."
أفعل ماترغبُ بِه

Onaylandı.
أفعل ماترغبُ بِه