| Siyah güzeldir. Her gün buraya gelip, bu adamlardan iş dilenmeniz gerekmez. | Open Subtitles | ليس عليك ان تأتى إلى هنا تتوسل إلى هؤلاء الناس ليعطوك وظيفة |
| Dedem dedi ki, büyüyünce Samuel amcanın tüfeğini alabilirmişim. gelip görmek ister misin? | Open Subtitles | ,قريبا سأخذ بندقية عمى صامويل أيضاً هل يمكنك أن تأتى وترى هذا ؟ |
| Her gece başka bir herifle geliyor. Nasıl olduğunu bilirsin. | Open Subtitles | إنها تأتى كل ليلة مع رجل مختلف أنت تعرف طباعهم |
| gelmek istiyorsanız, o zamana kadar hesaplarınızı düzenleseniz iyi edersiniz. | Open Subtitles | لو أردت أن تأتى عليك أن ترتب نفسك من الاّن |
| Kapa çeneni Büyükanne. Hiç kimse gelmeni beklemiyor. | Open Subtitles | اصمتي أيها الجدة لا أحد يتوقع منك أن تأتى |
| Tamam bizimle gel. Takım ileri! Takım dur! | Open Subtitles | من الأفضل ان تأتى معنا المدمرين سيذهبون الى معسكر الأعتقال |
| Demek istediğim sadece izlemiyorsun. Buraya onun yüzüne vurmak için geliyorsun. | Open Subtitles | أَعْني بأنّك لا تراقبُ فقط أنت تأتى هنا لتسرد ما حدث |
| Etrafı dağıtma. Temizlikçi Pazartesinden önce gelmiyor. | Open Subtitles | حاول الا تثير الفوضى فالخادمه لن تأتى قبل يوم الاثنين |
| gelip Lizzy'yi Bay Collins ile evlenmeye ikna etmelisiniz. Onunla evlenmeyeceğine yemin ediyor. | Open Subtitles | يجب أن تأتى وتجعل ليزى تتزوج السيد كولينز فقد أقسمت أنها لن تتزوجه |
| Kimsin sen, kasabama gelip beni takip edebileceğini mi sanıyorsun? | Open Subtitles | من تخال نفسك, تأتى إلى بلدتى و تلاحقنى وراء ظهرى؟ |
| Bugün gelmeseydin gelip, kuzenimin mezarını ziyaret etmek için bir bahanem kalmayacaktı. | Open Subtitles | لو لم تأتى اليوم لن يكون هناك عذر لعودتى وزياره قبر عمى |
| Gözün çıktı sandım. Yarın duruşmama geliyor musun? | Open Subtitles | أفتكرت أنك أوقعت عينك هل تأتى إلى محاكمتي غداً؟ |
| Hayır, oturmak için haftada iki ya da üç kez geliyor. | Open Subtitles | -كلا , انها تأتى للجلوس فقط مرتان أو ثلاثة خلال الأسبوع |
| Bu müzik her neyse, oradan geliyor. | Open Subtitles | مهما كانت تلك الموسيقى فهى تأتى من الأسفل هنا |
| Sence, böyle bir şeyle bir vampirin ofisine gelmek, kabalık değil mi? | Open Subtitles | إنه من الوقاحة أن تأتى إلى مكتب مصاص دماء بواحدة من هذه |
| Benimle gelmek ister misin? Belki onu da biraz gezdiririz. | Open Subtitles | هل تريد أن تأتى معى, يمكننا أخذها من هناك ؟ |
| - Buraya gelmeni, ondan hoşlanmanı istemiyorum. - Tartışmak istemiyorum, Bayan Wynand. | Open Subtitles | لا أريدك أن تأتى الى هنا لأو تعجب به أنا لا أيد مناقشة هذا ، سيدة ويناند |
| Mümkünse, daha sonra kütüphaneye gel. | Open Subtitles | لو تستطيع، يمكنك أن تأتى للمكتبة فى وقت لاحق |
| Neden beni görmeye hep sarhoşken geliyorsun? | Open Subtitles | لماذا تأتى دائما لرؤيتى عندما تكون مخمورا ؟ |
| Cırcırböcekleri bile buraya gelmiyor. | Open Subtitles | ولا حتى صراصير الليل تأتى إلى هذا المكان |
| Bence gelmelisin. Dostun olarak ısrar ediyorum. | Open Subtitles | اعتقد انه يجب عليك ان تأتى انا الح عليك كصديق |
| Bir daha bana gelme Musa çünkü bir daha yüzümü gördüğün gün kesin öleceksin. | Open Subtitles | لا تأتى لى مره أخرى يا موسى لأنه في اليوم الذي ترى فيه وجهي ثانيه فسوف تموت بالتأكيد |
| Valka inançsız çağları anımsatmak ve gelecek olayları göstermek için bir ateş yaktı. | Open Subtitles | فالكا تجعل اللهب الغير مقدس يحترق كعلامة لظهور وقت الشيطان كلعنة سوف تأتى |
| Aşkın ne olduğunu bu kadar iyi bilseydin... neden buraya gelmedin? | Open Subtitles | لو كنت تعرفين ما هو الحب ، فلماذا لم تأتى هنا؟ |
| Ailesi kızacaktır. Bizle gelmen iyi olabilir. | Open Subtitles | الناس قد يكونوا غاضبين من الأفضل ان تأتى معنا |
| Neden bu akşam aileni de alıp bize yemeğe gelmiyorsun? | Open Subtitles | لما لا تأتى أنت و عائلتك على العشاء الليله ؟ |
| O an geldiğinde, aşka olan tutkun, artık düş ve kuruntu olmayacak. | Open Subtitles | عندما تأتى تلك اللحظه رغبتك فى الحب لن يصبح خيالاً او وهماً |
| Sen bu kente gelmeden önce atlarım hep kazanırdı. | Open Subtitles | قبل أن تأتى إلى المدينة كانت خيولى تربح دائماً |