Tek yaptığımız kırığı ameliyat sonrasına ertelemek, o da hayatını kurtarmak için. | Open Subtitles | كل ما فعلناه هو تأجيل إنفطار القلب حتي بعد الجراحة لننقذ حياته |
Hayır, anlamıyorsun. Bu bekleyemez. Hemen yapılması gerekiyor. | Open Subtitles | لا ، أنت لا تفهم ، لايمكن تأجيل هذا ينبغي أن يتم الأمر الآن |
Olayı araştırıyorum. Rapor bekleyebilir. | Open Subtitles | لا زلت في حل هذه الجريمة لذا يمكننا تأجيل تقديم التقرير |
Sayın hakim, duruşma başlamadan önce yazılı bir erteleme talebinde bulunmuştum. | Open Subtitles | قبل أن تبدأ هذه المحاكمة لقد كتبت طلب للحصول على تأجيل |
Mahkeme bir sonraki duruşmaya kadar ertelendi. Herkes binayı sırayla boşaltsın. | Open Subtitles | تم تأجيل الجلسة حتى إشعار آخر الرجاء من الجميع إخلاء المبنى بشكل منتظم |
Mekke'ye girişi bir yıl ertelemek pahasına Müslümanlar on yıl süren bir barışa kavuştular. | Open Subtitles | فى مقابل تأجيل دخولهم إلى مكة لمدة عام كان المسلمون قد أمنوا لأنقسهم عشر سنوات من السلام |
O yüzden bu geceyi ertelemek zorunda kalabiliriz, bebeğim. | Open Subtitles | لذلك قد نضطر إلى تأجيل هذا المساء، وطفل رضيع. |
Ryan'a düğünü ertelemek istediğini söylemeni istiyorum. - Ne? | Open Subtitles | اريدك أن تخبري رايان بأنك تريدين تأجيل الزفاف |
Ofiste bir toplantıya katılmam lazım, bekleyemez mi? | Open Subtitles | علي الذهاب للمكتب حتى أحضر أجتماعً أيمكن تأجيل ذلك ؟ |
Farkındayım. Keşke bu konu bekleyebilseydi ama bekleyemez. | Open Subtitles | أعلم، أتمنّى لو يمكن تأجيل هذا، لكن لا يمكن |
Sonra konuşuruz. bekleyebilir. Git de ortalığı yık. | Open Subtitles | لاحقًا، يمكن تأجيل ذلك هيّا، كوني أسطورية |
- Evet, Belediye Meclisi isyan etmeden önce şunları imzalaman için gelmiştim ama bu bekleyebilir. | Open Subtitles | أجل، جئت لأخذ توقيعك على هذا قبلما يتمرد مجلس المدينة لكن يمكن تأجيل ذلك اعتبروني معكم |
Larry'nin diş etlerine hiçbir anestetik ilaç etki etmiyor bu yüzden Edwin tedaviyi bir başka güne erteleme kararı aldı. | Open Subtitles | لا يوجد اي كم معين من البنج المخدر سيعمل على لثة لاري فقرر الدكتور أدوين على تأجيل العملية ليوم آخر |
Sınav için erteleme yok. | Open Subtitles | لا يوجد تأجيل في امتحان نصف العام الخاص بك |
Beklediğimiz şey buydu. İnfaz ertelendi. Federal mahkemede temyize başvurabiliriz. | Open Subtitles | هذا ما كنا نتمناه تأجيل الإعدام للسماح لنا بالإسئناف |
Yani eğer gecikme sürecekse indirme bölgelerimizi değiştirmek için izin istiyorum. | Open Subtitles | حسنا إذا كان هناك اي تأجيل جديد .أطلب الإذن لإقتراح مناطق إنزال جديدة |
Irak'ta örneğin, şunu net hatırlıyorum: Demokrasiyi biraz ertelesek çok iyi olur. | TED | ففي العراق على سبيل المثال أذكر أننا مررنا بفترة اعتقدنا فيها أنه يجب تأجيل تطبيق الديمقراطية. |
Bay Joseph, davacı kısa bir ara vermek istiyor mu? | Open Subtitles | سير جوزيف, هل يرغب الأدعاء فى الحصول على تأجيل ؟ |
Sanırım bu gösterişli araba gelecek yıla kadar beklemek zorunda. | Open Subtitles | أعتقد أنه علي تأجيل شراء العربة الخيالية حتى السنة القادمة |
Çiftlik planlarımızı bir süreliğine ertelememiz gerekiyor. | Open Subtitles | علينا تأجيل خططنا المتعلقة بالمزرعة مؤقتا. |
Sarışınlar ile kumrallar arasındaki kavga Cuma gününe kadar ertelenmiştir. | Open Subtitles | تم تأجيل القتال بين الدمويين والبغيضين حتى يوم الجمعه القادم |
Yemeği başka bir güne erteleyebilir miyiz? | Open Subtitles | لذلك أنا الآن في شارلوت , هل يمكنني تأجيل العشاء؟ |
Israrımız şu ki; bu kararları geri çekin veya en azından Almanya konusunda hepimiz yeniden masaya oturana dek uygulamayı askıya alın. | Open Subtitles | نحن نُصرّ على ضرورة إلغاء هذه القرارات أو على أقل تقدير تأجيل تنفيذها إلا أن نتآلف مجددًا لمتاقشة مسألة ألمانيا |
Ve, ayrıca BİZ kemodan sonraya ertelemeye karar verdik.. | Open Subtitles | وبجانب ذلك، قررنا تأجيل ذلك حتى بعد العلاج الكيماوي |
Olumsuz. Şimdilik yolculuğu beklemeye alıyoruz. | Open Subtitles | الطلب مرفوض ، سيتم تأجيل هذا الجزء من الرحلة فى الوقت الحالى |