"تأسفي" - Translation from Arabic to Turkish

• üzülme
• Dileme
• Olma
• Üzgün
• Özür dilenecek
• dilemen

- Yok, üzülme. Ben hiç bu kadar mutlu olmamıştım. - Bilseydim takıImazdım.
كلا , لا تأسفي لم اكن سعيداً من قبل كالآن

- Yok, üzülme. Ben hiç bu kadar mutlu olmamıştım. - Bilseydim takılmazdım.
كلا , لا تأسفي لم اكن سعيداً من قبل كالآن

Sakın üzülme, bu olayda suçu olmayan bir tek sen varsın.
،ليس عليكِ أن تأسفي فأنتِ الوحيدة التي لا تُلام

Dileme. Sıkıntısı olan dünya.
لا تأسفي , إنّ بقيّة العالم اللعين مَن يُسبب له المشاكل..

Dileme. Buraya gelen hastaların yarısı Shepherd'ı görünce ateşleniyor.
لا تأسفي معظم المرضى الذين يأتون إلى هنا يشعرون بمدى أثارة الدكتور (شيبرد)

üzülme. Özür falan önemli değil, Sid. Tüm sorunlarımızın çözümünü buldum.
لا تأسفي, يا "سيد" لدي الحل لكل مشاكلنا

Sırf körüm diye, sakın benim için üzülme.
و لا تأسفي من أجلي لأني أعمي

Lütfen, lütfen üzülme.
رجاءً، رجاءً. لا تأسفي

üzülme.
لا تأسفي على ذلك

Karanlığın kaybolduğu için üzülme.
لا تأسفي على زوال ظلمتكِ

Hayır, Claire. üzülme hiç.
لا لا لا كلير لا تأسفي

Hayır, üzülme. Önemli değil.
لا لا تأسفي هذا رائع

Özür Dileme. Güçlü ol.
لا تأسفي كوني قوية

Dileme. Hiçbir zaman.
لا تأسفي أبداً.

Dileme, sadece tekrar dene.
لا تأسفي فقط حاولي ثانية

- Dileme.
-لا تأسفي ، حسناً ؟

Hayır, Dileme. Neal hayatta.
-لا تأسفي فهو حيّ

Oh, Dileme.
أوه، لا تأسفي.

Dert etme, merhamet duygun için mahcup Olma, Bethany.
لا بأس، لا تأسفي للإشفاق عليهم، بيثاني.

Onunla yatarken Üzgün değildin, değil mi? O zaman Üzgün değildin.
لم تأسفي عندما كنتي تضاجعينه صحيح؟

Özür dilenecek bir şey yok Gwen.
لا تأسفي يا جوين

Özür dilemen gereken bir şey olduğunu düşünmüyorum.
لا اعتقد بان هناك شيء يستدعي ان تأسفي عليه