"تابوته" - Translation from Arabic to Turkish

    • tabutunu
        
    • tabutu
        
    • tabutuna
        
    • tabutunun
        
    • tabuttan
        
    Cesedi diğer pharaohların tarzında korundu ve papazlar tabutunu yağladı son yolculuğuna hazırlamak için... ölümlü dünyada. Open Subtitles لقد تم تحنيط جثته بنفس الطريقة المتبعة مع أسلافه من الفراعنة قام كهنته بوضعه فى تابوته لكي يقوم برحلته الأخيرة
    Goldberg'lere NCIS'in dedelerinin tabutunu aradığını haber vereyim. Open Subtitles سأخبر العائلة أن جدهم تم تفتيش تابوته من قبل مركز التحقيقات البحري
    Çabuk. tabutu buralarda bir yerde olmalı. Open Subtitles ان تابوته موجود هنا في مكان ما
    Evet, mezarını bastılar ve tabutu çalındı. Open Subtitles نعم، هاجموا قبره وسرقوا تابوته
    Yakında hava aydınlanacak. Şimdiden tabutuna dönmeyi düşünüyordur. Open Subtitles انه سيكون النهار قريباً،فعلياً هو سيفكر في العودة إلى تابوته
    Onu basit tabutunun içinde... senin başarısızlığın ve parlak bir kariyer umudunun... sona ermesi karşısında yıkılmış olarak görüyormusun ? Open Subtitles هل ترينه في تابوته ,وملؤه الخيبة بسبب فشلك؟ وهو يرى النهاية المؤلمة لمهنة كان لها مستقبل موعود ؟
    Chubby'nin tabuttan fırlayıp, giden insanları öldürecek hali yok. Open Subtitles هذه ليست عادة تشابي سيقفز حارجا من تابوته وسيقتل الناس إذا حاولوا الرحيل
    Ben tabutunu taşıdım. Open Subtitles أنا أحمل تابوته
    Ben tabutunu taşıdım. Open Subtitles لقد حملت تابوته
    Gayet basit, Klaus tabutunu geri alır. Open Subtitles الأمر بسيطٌ للغاية، (كلاوس) سينال تابوته.
    Mezar hırsızları, felsefe taşını ele geçirme umuduyla eskiden bu bölgede bulunan mezarlıktan naaşını çıkarmaya kalktıklarında tabutunu boş bulmuşlar, karısınınkini de. Open Subtitles عندما سعوا لصوص القبور على الإستيلاء على (حجر الفيلسوف)، محاولين سحب جثته من المقبرة التي كانت تحيط هذه المنطقة هُنا، إنهم وجدوا تابوته فارغاً وكذلك تابوت زوجته.
    Sanırım babasının tabutu kapalıydı. Open Subtitles أفهم من ذلك أنّ تابوته كان مغلقاً
    Birisi tabutu doldurmalı. Open Subtitles شخص ما عليه أن يملأ تابوته
    Hapishanesinin tabutu haline geldiğini söyledi. Open Subtitles لتكون زنزانته هي تابوته
    tabutuna ulaşman saatlerini alır ayrıca bu tip polisiye işler hiç bize göre değil. Open Subtitles سيستغرق الأمر ساعات للوصول إلى تابوته وهذا كله مُقزز
    Madem hayattayken yardımcı olmayacaksın, tabutuna bir el de sen atarsın artık. Open Subtitles سوف يكون لك يد فى صنع تابوته إن لم تمد يدك لمساعدته و هو حي
    Yaşamını ve ölümünü, tabutunun başında sahte şeyler söyleyerek değil, canavarlar olduğumuzu kabul ederek ve neşe içinde parasını kapışarak kutlayalım. Open Subtitles فلنحتفل بحياته و وفاته بالطريقة الشريفه ليس عن طريق قول أشياء لطيفة كاذبه حول تابوته و لكن عن طريق الإعتراف بأننا وحوش
    tabutunun gömüldükten sonra açılmadığı da açık. Open Subtitles و من الواضح ان تابوته لم يفتح منذ دفنه
    Duyduğuma göre Finn sonunda o şiddet bağımlısı kardeşin Klaus'un onu içinde taşıdığı tabuttan kurtulmuş. Open Subtitles سمعتُ أن (فين) تحرر أخيراً من تابوته الذي ما برح أخوك الحانق (كلاوس) ينقله فيه.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more