Kuzuları anneleri ile bıraktı ve kampa geri döndü. | TED | تاركة الحملان مع أمهم، تعود برقشين إلى المخيم. |
Broşunu buldu fakat ayak izlerini bıraktı. | Open Subtitles | وبعد عثورها عليه,ذهبت تاركة اثار قدميها على التربة |
Son zamanlarda, eşini ve çocuklarını geçici bir süre köyde bırakarak, Dongguan'da vinç üreten bir fabrikada çalışmaya gitti. | TED | هي عادت مؤخرا إلى دونغقوان لوحدها لتأخذ وظيفة في مصنع ينتج رافعات البناء، تاركة مؤقتا زوجها وأطفالها في القرية. |
Gün doğmadan önce, yumurtalarını gelişmeleri için sığ sularda bırakarak derinliklere dönerler. | Open Subtitles | وتعود للأعماق, قبل الفجر .تاركة بيضها ليزدهر في المياه الضحلة |
Ve,yıllık tatilierindeki işsizliği... ...bırakan madenci grupları... ...dağ boşaltıldıktan sonra devam ettiler. | TED | وشركات الفحم فقط تنتقل بعد إفراغ الجبل، تاركة بطالة أكثر في أعقابها. |
Sanırım kurban son dakikada çekilmiş, bu yüzden de gücün büyük bir kısmı kaybolmuş sadece önemsiz bir etki bırakmış. | Open Subtitles | أعتقد بأنه تم سحب الضحية بعيداً في اللحظة الأخيرة لذا فإن معظم القوة كانت قد ضاعت تاركة التأثير الأكثر ضعفاً |
Ben bile çocuklarımı akrabalarıma bırakıp gitmek zorunda kaldım. | TED | حتى أنا كنت مجبرة على الرحيل، تاركة أطفالي مع عائلة زوجي. |
Kan bacağından süzülerek ebedî mutluluğa dahil edilmeyen hayatın kırmızı bir damlasını toprağa bıraktı. | Open Subtitles | و الدماء كانت تنساب من علي ساقها الي الارض تاركة بقعة حياة حمراء وسط فراغ لامتناهي |
Onu yakaladığı gibi kaçırdı. Geriye sadece pelerinini bıraktı. | Open Subtitles | و انتزعتها تاركة لها رداء بسيط |
- Yerine yenisini koymadın. Bu da Google'da koca bir boşluk bıraktı. | Open Subtitles | لم تبدّليه، تاركة فجوة فارغة في "غوغل"، والتي علّمت مكان الإختفاء. |
Her şeyi ardında bıraktı. | Open Subtitles | تاركة كل شئ ورائها |
Anahtarları saygılarıyla bıraktı. | Open Subtitles | تاركة المفاتيح بحوزتي |
Önceki günkü hava ve deniz bombardımanından paniklemiş şekilde hava sahasını yarım bırakarak, birlikler iç kısımlara kaydı. | Open Subtitles | كانوا مرعوبين من قصف اليوم السابق و القصف الجوي وحداتهم هربت من المكان تاركة المطار الغير مكتمل |
Göz'ün enerjisi ardında yıkım bırakarak dağılıyor. | Open Subtitles | قوة العين تم تشتيتها تاركة خراب في صحوتها |
Bizim ardından gutted ceset bir iz bırakarak. | Open Subtitles | تاركة في أعقابي سبيل مُترَع بالجثث منزوعة الأحشاء. |
Müfettişler hala Amerikan toplumunu acı ve şok içinde bırakan bir başka işyeri cinayet-intihar olayını aydınlatacak bazı açıklamalar bulmak için araştırmalarına devam ediyor. | Open Subtitles | مازال المحقّقون يبحثون عن تفسير بشأن جريمة قتل وإنتحار وقعت في موقع عمل تاركة في أعقابها مدينة أمريكية تعاني من الأسى والحزن. |
Sıkça sarhoş halde mesaj bırakan birisi olarak, sana bunun sonunun iyi olmayacağını söyleyebilirim. | Open Subtitles | {\pos(192,220)}بصفتي تاركة منتظمة للرسائل المخمورة أجزم لك بأن مامن خير يأتي من هذا |
Bu gamzeliyi piyasadan çıkararak bana daha fazla mal bırakmış olman. | Open Subtitles | ستبقين غمازاته هنا و لن تتوفر خارجا تاركة لي مساحة اكبر حقا? |
Üniversiteyi bırakmış biri için hiç dena değil, değil mi ? | Open Subtitles | ليس سيئا على تاركة الجامعة, صحيح؟ |
Tüh ilk sorunu böyle kaçırmış oldum. Neden dışarıda kaldın öyle koca bir evi bırakıp? | Open Subtitles | ها قد خسرت سؤالك الاول هكذا فحسب لما امضيت الليل بالخارج تاركة هذا البيت الكبير ؟ |