| Paranın kaynaklarından birinin izini Tower Spor Salonuna kadar sürdük. | Open Subtitles | نحن تتبع أحد المصادر من النقود إلى صالة تاور الرياضية |
| Yüzbaşı Tower'ın adamları, Charles'ın son görüldüğü yerdeki insanlarla görüştü. | Open Subtitles | وقد تحدث الكابتن تاور ورجاله مع العديد من السكان في المنطقة التى شُوهد فيها تشارلز لآخر مرة |
| Tower'ın evine şu Amiral'i görmeye gittiğinizi söylediniz ve... | Open Subtitles | كنتِ تقولين أنكما ذهبتما إلي بيت تاور لمقابلة الادميرال، ولكنه لم يأت |
| O saatte sokağa çıkma yasağı başlamıştı ve Tower kalmamız için ısrar etti ve başka seçeneğimiz yoktu. | Open Subtitles | وبالطبع، كانت الحكومة قد أعلنت حظر التجول، وأصر تاور علي أن نبيت الليلة معه ولم يكن أمامنا أي خيار سوي أن نبقي |
| Trumph Kulesi, Chicago, alttaki çatı katında. Hazırız. | Open Subtitles | لقد عرفته فندق ترامب تاور شيكاجو , شقه علويه |
| Ed, Tower'a o listeyi verdikten 5 dakika sonra askerler hepsini tutuklar. | Open Subtitles | إيد، بعد خمسة دقائق من تسليمي هذه القائمة إلي تاور سيقبض الجيش علي هؤلاء الأصدقاء |
| Ray Tower, onların ölüm listesinde ikinci sırada. | Open Subtitles | إن راي تاور هو رقم 2 في قائمة اغتيالاتهم |
| Yüzbaşı Tower, benden oğlunuzun nerede olduğunu araştırmamı istedi. | Open Subtitles | لقد طلب مني الكابتن تاور أن أجري بعض التحقيقات عن أماكن اختباء تشارلي |
| Arcadian, Tower Bay Adası'na acil yardım istiyor. | Open Subtitles | هنا آركيدور تطلب النجدة إلى جزيرة تاور باي |
| Tower Records'un çökmesi üzerine ürpererek kendimize soruyoruz: " Sırada biz mi varız?" | TED | الكثير منّا يرتعد خوفا كردة فعل على انهيار تسجيلات "تاور" ونسأل أنفسنا، "هل سنكون نحن اللاحقون؟" |
| İşte şoförün. Ray Tower, Charlie Horman. | Open Subtitles | ها هو سائقك، راي تاور تشارلي هورمان |
| Tower of Power (Güç Kulesi) gurubunun basçısıydı, ama bu kariyerinde başarısız olunca her başarısız müzisyenin yapacağı şeyi yaptı-- sporculara saptanamayan steroidler satmaya başladı. | Open Subtitles | كان ضارب الطبول في "فرقة "تاور أوف باور ولكن حين لم تفلح هذه المهنة قام بعمل ما يفعله ..أي موسيقي فاشل |
| Yüzbaşı Tower, Amerikan deniz piyadesinden. | Open Subtitles | الكابتن (تاور)، من قوات البحرية الأمريكية والمسئول عن ملحقنا العسكري |
| Ray Tower bizi götürdü. | Open Subtitles | راي تاور عاد بنا |
| Ertesi sabah kalktığımızda Tower gitmişti. | Open Subtitles | وحينما استيقظنا في الصباح التالي كان (تاور) قد رحل |
| Merhaba, Ray Tower. Sizin oradaki elektronik oyun odasında işler nasıl? | Open Subtitles | مرحباً يا (راي تاور) هل كل شيء علي ما يرام في غرفتك للتصنت؟ |
| Barbekü sırasında Ray Tower geldi. | Open Subtitles | وخلال الشواء حضر راي تاور |
| Evde seyretmek isteyenler, Tower Records'dan kaset temin edebilirler. | Open Subtitles | أماأنتمأيهاالمشاهدين... تستطيعون أن تشتروه الأن من " تاور ريكوردز " طوال الليل |
| Kendini Teksas Üniversitesi Kulesi'nin 28. katındaki gözlem seyir platformuna kapattı. | Open Subtitles | قد حصنَ نفسهُ في شرفة الملاحظة في الطابق الثامن والعشرون من جامعة تكساس تاور |
| Fildişi Kule. | Open Subtitles | الـ "إيفوري تاور"، حسناً؟ |
| Sonra Cathcart Towers Hotel'e mücevherleri almak için git. | Open Subtitles | ثم اذهب الى فندق كاتاكارت تاور لاحضار المجوهرات |