1970'li yıllarda kendi plak şirketim olan Mort Town'u işletiyordum. | Open Subtitles | في 1970 لقد أعتدت على أمتلاك شركة تسجيلات مورت تاون |
Birlikte çalıştığımız topluluklardan biri de Cape Town'daki yaşlı insanlardı. | TED | أحد المجتمعات التي عملنا معها هو مجموعة من الأشخاص المسنين في كيب تاون. |
Etnik Kasabası, çalışkan göçmenlerin tembel ve şişman Amerikalılar olmayı hayal ettiği yer. | Open Subtitles | "إيثنيك تاون" حيث يعمل المهاجرين بكلّ دأبٍ الحلم بأن تصبح كسولاً يزيد الأميركيين |
İyi Big Macler için Çin Mahallesi'ne gelin. | Open Subtitles | بيج ماك لا يكون منظره بهذا الحجم دائماً تعالى إلى ( شاينا تاون ) كي تجد هذا الحجم |
İkincisi ise, bugün Cape Town'da olanlar pek çok diğer Şehir ve dünya ülkelerinin başına gelecek. | TED | الثاني: ما يحدث في كيب تاون في طريقه أن يحدث لعدة مدن ودول أخرى حول العالم. |
Hemen telefona sarılındı, Bobby Towne'a haber uçuruldu. 6 taslaktan sonra kendime parti verdim. | Open Subtitles | وأجريت الاتصال ، وجاءني (بوبي تاون) وبعد 6 مسودات أقمت الاحتفال |
Belki de bu Kasaba Binası garipliğinden kurtulabiliriz. | Open Subtitles | ربما نتمكن من البقاء على قيد الحياة هذا غرابة تاون هول. |
Downton'daki hayatimi düsününce burasi baska bir dünya gibi geliyor. | Open Subtitles | عندما أفكر بحياتي في الداون تاون تبدو لي كعالم آخر |
Hatta Afrika'da bile yapılıyor, örneğin Cape Town'da bu konu üzerine epeyce detaylı araştırma yaptık. | TED | إنه يحدث حتى في افريقيا، مثل، على سبيل المثال، في كيب تاون قمنا ببحث واسع في هذا. |
Cape Town sızan borulardan suyunun 1/3'ünü kaybediyor. | TED | تخسر كيب تاون ثلث مياهها بسبب تسريب الأنابيب. |
Bu yüzden Cape Town yakınlarında terk edilmiş bir otel satın aldık. | TED | لذا اشترينا فندقا مهجورا قريبا من كيب تاون. |
AMBE'yi bitirdikten sonra, uygulamalı matematikte yüksek lisans yapmak için Güney Afrika'daki Cape Town Üniversitesi'ne gittim. | TED | بعد أن تخرجت من آيمز , ذهبت لأحصل على الماجستير في الرياضيات التطبيقية . في جامعة كايب تاون في جنوب إفريقيا. |
Bunu bilmek, Cape Town'un üzerimizdeki etkisini artırdı. | TED | معرفة هذا وحده عظّم تأثير كيب تاون علينا. |
Ben SpaceBaller 2000. Zombi Kasabası subreddit'i moderatörüyüm. | Open Subtitles | "سبيس بولر 2000"، أنا أعدل "زومبي تاون" على موقع "سابريديت". |
Kore Mahallesi'ndeki özel boya yapılmış spor arabaların bir listesini çıkar. | Open Subtitles | أن تبدأ بالبحث عنها (و دون قائمة لكل من في (كوريا تاون الذين يقومون بطلاء سيارات خاص للسيارات المحورة |
Kasaba ve Şehir. Arkada eski bir karavan. | Open Subtitles | تدعى "تاون وكاونتي" بعربة مقطورة في آخر الموقع. |
Artık ikimizde Towne'ın Dick'e neden zarar verebileceğini biliyoruz. | Open Subtitles | (أعتقِدُ بِأنّنا جميعاً نعرف لماذا (تاون (يُريدُ إيذاء (ديك |
Hastane eğitimi var ve her zaman Downton'a zaafı olmuştur. | Open Subtitles | إنه متدرب في المستشفى ودائماً ماكانت الداون تاون نقطة ضعفه |
Sanırım Georgetown'dan telgrafla yollanmış. | Open Subtitles | أنا لا أعتقد ذلك. أعتقد هو كَانَ مِنْ جورج تاون. |
3. Batı Caddesi'ndeki Chinatown Express isimli restoranın önünde durdular. | Open Subtitles | لقد وجدتهم وقد توقفوا حالاً عند مطعم تشاينا تاون اكسبرس |
...Tropics'in skoreri "Mesafe Tanımaz" Clarence Malone nerede? | Open Subtitles | أين اللاعب صآحب الرصيد التهديفي العالي كلارنس " داون تاون " مآلون ؟ |
Peki, ya Talwan özgür değilse ama hapiste de değilse? | Open Subtitles | ماذا إن لم يكن (تاون) حراً ولم يكن في السجن أيضاً؟ |
"Dogtown and Z-Boys." İzledin mi? | Open Subtitles | "دوغ تاون - زت بويز"، هل رأيته؟ أنه فيلم وثائقي. |
Kane, New Jersey, Trenton'da şarkıcı olan Susan Alexander ile evlendi. | Open Subtitles | تزوج كين سوسان أليكساندر مغنية في تاون هول في ترينتون في نيوجيرسي |