Gelin görün ki, şehirleşmenin zirve yaptığı ülkelerdeki şehirler bizi artık mutlu edemiyor gibi görünüyor. | TED | وبالرغم من ذلك، الدول التي بها التحضر قد وصل إلى ذروته تبدو أنها الدول الأكثر التي توقفت مدنها عن جعلنا سعداء. |
Ve açıkça iki tip ülke görüyorsunuz. Sağdaki ülkeler çok bağışlıyor gibi görünüyor. Soldaki ülkeler ise daha az bağışlıyor, ya da çok daha az. | TED | وفي الأساس ترون نوعين من البلدان. البلدان على اليمين التي تبدو أنها تتبرع كثيراً. والبلدان على اليسار التي تبدو أنها تتبرع قليلاً، أو أكثر بكثير. |
Ve bak burada ne varmış. Kara borsa bir kıyafete benziyor. | Open Subtitles | و إنظروا ما لدينا هنا، تبدو أنها ملابس من السوق السوداء |
Ve bak burada ne varmış. Kara borsa bir kıyafete benziyor. | Open Subtitles | و إنظروا ما لدينا هنا، تبدو أنها ملابس من السوق السوداء |
Lütfen bakmayın ama Görünüşe göre şuradaki kâse karıştıran kadın içinizden biriyle ilgileniyor. | Open Subtitles | تلك المرأة التي تَحرِك الوعاء هُناك تبدو أنها تعشق أحدكم |
Dr. Warner'ın aldığı örnekteki hücresel bozulma ... sanki saat gibi. | Open Subtitles | التآكل الخليوى لعيِّنة الدكتور وارنر تبدو أنها تعمل كالساعة |
Uzun süredir baktığın için saIIanıyor gibi gözüküyor. | Open Subtitles | تبدو أنها تتمايل فقط لأنك تحدقُ بها لفتّرة طويلة. |
Benzer gibi görünen bütün vakaların farklı faktörlerle ilgileri vardır. | Open Subtitles | آجل ، هناك العديد من العوامل المشتركة التي تبدو أنها متماثلة في جميع الحالات |
Şiddet kullanmayı, çünkü insanlarınızın anladığı tek şey bu gibi geliyor. | Open Subtitles | أعمال العنف ، منذ البداية تبدو أنها الشيء الوحيد الذي يفهمه شعبكم. |
Evet ama bu beni hiçbir yere götürmüyor gibi görünüyor. | Open Subtitles | تريد الذهاب إلى أولمبس أليس كذلك ؟ أجل ، لكن هذه الاشياء لا تبدو أنها ستذهب بي إلى أي مكان |
Kopma noktasındaki kesik izleri... burda bu izler inç başına diş sayısını vermeliydi, ancak... benim için, sadece kırıkmış gibi görünüyor. | Open Subtitles | علامات التقطيع باتجاه الخارج هنا تبدو أنها مكسورة |
Dişlerini öğütmüş gibi görünüyor. Stresin diğer bir belirtisi. | Open Subtitles | تبدو أنها تطحن أسنانها، علامة أخرى على التوتر |
Zamanının çoğunu kulüpteki havuzda takılarak geçiriyor gibi görünüyor. | Open Subtitles | تبدو أنها تقضي جلّ وقتها تتسكّع قرب بركة السباحة في النادي |
Yakınzamandahiçara vermeyecekmiş gibi görünüyor... | Open Subtitles | لا تبدو أنها ستفيق من هول الصدمة في القريب العاجل |
Dalavereci bir zeka özürlüye benziyor. | Open Subtitles | تبدو أنها تتعالج ببراعة من الوضع الذي مرت به |
Annen güçlü bir kadına benziyor. | Open Subtitles | حسناً، والدتك تبدو أنها إمرأة قويّة الشكيمة |
Sıyrıklarla mükemmel derecede eşleşmişe benziyor... ..ve çekicin yüzü çene ve çene kemiğini parçalamak için kullanılabilir. | Open Subtitles | تبدو أنها تتوافق بشكل مثالي مع الكدمات ورأس المطرقة .. يمكن استخدامه |
Teğmen, Görünüşe göre işler yolunda gidiyor. | Open Subtitles | ليفتنانت, الأمور تبدو أنها تسير بخير. |
Görünüşe göre "öpüşmek yok" bunlardan biri hani kızların şu birinci kuralı. | Open Subtitles | ما هيّ طلباتك؟ "لا تقبيل" تبدو أنها القاعدة الأساسية للعاهرات |
Evet, sanki burada olmak istemiyor gibi bir hali var. | Open Subtitles | نعم ، وحتى إنها لا تبدو أنها تريد أن تكون هنا |
- Alttaki gibi gözüküyor, değil mi? | Open Subtitles | تبدو أنها المضخة السفلية ، صحيح ؟ - نعم . |
Şöhretinin durumu ona bu gücü veriyordu, öyle ki uydurma gibi görünen kuantum atlamalarından nefret ettiğini söylediğinde insanlar onu dinledi. | Open Subtitles | شهرته أعطته القوة لذلك عندما قال أنه يكره أفكاراً كقفزات الكم و التي تبدو أنها مجرد تخمينات استمع الناس له |
Doğru yıl olduğu gibi geliyor. Burada bu değnek var olma ihtimali var? | Open Subtitles | تبدو أنها السنة الصحيحة هل توجد العصا هنا ؟ |
Onu öldürmek için yeterli gözükmüyor. | Open Subtitles | تلك لا تبدو أنها ضربة قاسية لتودي بحياتها. |
İlk bakışta savcının iddialarını destekler gibi görünüyorlar. | Open Subtitles | للوهلة الأولى ,ربما قد تبدو أنها تدعم الإدعاء |