"تبيعها" - Translation from Arabic to Turkish

    • satmak
        
    • satıyorsun
        
    • sattın
        
    • satarsın
        
    • satıyorsunuz
        
    • satıyor
        
    • Satmanı
        
    • sattığın
        
    • satıyordu
        
    • satmıyorsun
        
    • sat
        
    • satıp
        
    • satan
        
    • sattığı
        
    • satmaya
        
    Her kimse,amacı Fransa veya Rus Elçiliklerine satmak istemesi olabilir. Open Subtitles حَسناً، هناك الفرنسيون السفير الروسي ومن قد تبيعها لغيرهم
    Biliyor musun, bir kere plağı yaptın mı, onu satmak zorundasın. Open Subtitles أتعلم متي غنيت الأغنية هناك ، فعليك أن تبيعها
    O kadar seviyorsan, seviş bari. Neden satıyorsun? Open Subtitles إذا كنت مولعاً بها لهذه الدرجة, لماذا تبيعها إذاً؟
    O lanet resmi çektin ve gazetelere sattın. Open Subtitles تلتقط تلك الصورة اللعينة تبيعها الى صحيفة شعبية
    Kaçıp gitmek istiyorsan satarsın, parası işini görür. Open Subtitles حسناً إذا هربت يمكنك أن تبيعها و تستفيد من نقودها
    Sizin için o kadar özelse neden satıyorsunuz? Open Subtitles إذا كانت مميزة لديك لمَ تبيعها ؟
    Aile çiftlikleri yıllardır arazilerini satıyor. Open Subtitles العائلات التي تملك المزارع تبيعها منذ سنواب
    Amcan Satmanı değil sahip olmanı istedi. Open Subtitles .. ولكن عمك لقد أراد لك أن تملكها ليس أن تبيعها
    Tek bir şartım var... sattığın her ceset başına bir pound istiyorum. Open Subtitles بشرط واحد أنا أريد جنيهًا واحدًا لكل جثة تبيعها
    Onları çalmadım. Hemşirelerden biri, oğlunun izci gezisi için onları satıyordu. Open Subtitles إحدى الممرضات كانت تبيعها لأجل رحلة ابنها للكشافة
    Kendi malını kendin neden satmıyorsun? Open Subtitles حسنا ، لماذا لا تبيعها بنفسك ؟
    Sanırım klasik şeyler satmak iyi para getiriyor bu bölgede. Open Subtitles يبدو غريباً أن تبيعها بمنطقة إيجارها غالي جداً
    Ama öncelikle onu sokaklarda satmak, muhtemelen hatalı duygusal bir mesaj olmuş. Open Subtitles لكن أولاً,أن تبيعها في الشارع, ربما هو رسالة خاطئه لتُرسلها
    Bu mesleklerden birisi, beş yaşında ağlayan Çinli kızlar tarafından yapılmış kıyafetleri satmak olsa bile hatta. Open Subtitles حتى واحدة من هؤلاء المهن بيع الملابس تبيعها فتاة صينية عمرها خمسة
    Ve şimdi, sen bunları silah kaçakcılarına satıyorsun. Evet, satıyorsun! Open Subtitles و الآن أنت تبيعها لتجار السلاح أجل, هذا صحيح
    Tahmini olarak ne kadar tahta kurşun satıyorsun? Open Subtitles وكم عدد الرصاصات الخشبية التى تبيعها بالتقريب؟
    Düşük fiyattan satın aldın. Sonra da grevi durdurup yüksek fiyattan sattın. Open Subtitles تشتريها بمبلغ قليل، توقف الاضراب، تبيعها بسعر مرتفع
    Ya da bana satarsın ve ben de bu arabayı çiftliğim için kullanırım. Open Subtitles أو تبيعها لي , و انا سأستعملها كعربة في مزرعتي
    Sizin için o kadar özelse neden satıyorsunuz? Open Subtitles إذا كانت مميزة لديك لمَ تبيعها ؟
    As diye değil, sat diye getirdim. Open Subtitles إنّها ليست لكَ لتعلّقها. إنّها لكَ لكي تبيعها.
    Birkaç şirketi bağlar, yüklü siparişler alır güvenilirliğini arttırır ve satıp işi bitirirsin. Open Subtitles عندما تحصل على شبكات متعددة تقدم هذه الطلبات الضخمة تخلطها بحسابك،وعندما تصل المواد تبيعها وتهرب
    Bunları satan o kadar çok dükkan yoktur o yüzden kimlerin aldığını öğrenip öğrenemeyeceğine bi' bak. Open Subtitles لا يُمكن أن تكون قائمة المحلاّت التي تبيعها كبيرة. لذا تحقق لو بإمكانك أن تعرف من إشتراها.
    Bizim şirketimizin sattığı. Bu adama bayılıyorum. Open Subtitles التي تبيعها شركتنا، أعشق هذا الرجل
    Daha bu şehrin bebeklik dönemlerinde satılmakta olan geleneksel şeyleri satmaya devam ediyorlar. Open Subtitles أنها لا زالت تبيع الأشياء التقليدية التي كانت تبيعها المدينة منذ نشأتها

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more