Biz arabanızla gerçekten gurur duyduğunuzu ve gösteriş yapmak istediğinizi düşünmüştük. | Open Subtitles | كنا نحسب أنك فخور بسيارتك. لذا أردت أن تتباهى نوعاً ما. |
- Yalancı! Paul, bana yalan söyleme. Bal gibi gösteriş yapıyordun. | Open Subtitles | ـ لا كلام فارغ ، أنت كنت تتباهى ـ آسف، جيني |
Ya öldürmek için... ya da gösteriş olsun diye... silahın arkasıyla veya bir sopayla vurmuşlar. | Open Subtitles | وهي تعني إنك قد قتلت رجلك أو إنك تتباهى بضربك له بأخمص مسدسك أو بعصا |
Kızlara hava atarken seni seyretmek, bana pek de eğlenceli gelmiyor. | Open Subtitles | مشاهدتك تتباهى لأجل مجموعه من الفتيات لا يبدو ممتعاً. |
Kaç tane Dev öldürdüm diye övünüp durmazdın en azından. | Open Subtitles | .و علاوةً على ذلك، فلا زلتَ تتباهى بعدد العمالقة الذين قد أطحتَ بهم |
Gelip birini aldatacağınla böbürleniyorsun ve aynı zamanda sana güvenmemi istiyorsun. | Open Subtitles | قدمتَ إلى هنا تتباهى أنك ستقتل أحدهم وفي نفس الوقت تطلب مني الثقة بك ؟ |
- Ama sen kesin kendini kasıyorsun. - Hayır, sen kasıyorsun. | Open Subtitles | . أنت بالتأكيد تتباهى - . كلا , أنت الذي تتباهى - |
Ama gösteriş yapıyorsunuz, özellikle de arkadaşlarınıza başarılarınızı övüyorsunuz. | Open Subtitles | أنت تتباهى أمام الجميع، وعلى وجه الخصوص أصدقاءك، تزدهي بنجاحك. |
İyiliğinizi insanların gözü önünde gösteriş amacıyla sergilemekten kaçının. | Open Subtitles | كن حذراً بأن تراعي تطبيق العدالة قبل الآخرين لكي تتباهى أمامهم بفعلتك, |
İyiliğinizi insanların gözü önünde gösteriş amacıyla sergilemekten kaçının. | Open Subtitles | كن حذراً بأن تراعي تطبيق العدالة قبل الآخرين لكي تتباهى أمامهم بفعلتك, |
Şık kıyafetlerin ve lüks arabaların içinde paranla gösteriş yapabilirsin. | Open Subtitles | مهما يكلف الأمر. لعلك تتباهى بأموالك بصرفها على الملابس المترفة و العربات الفاخرة |
İyi hissetmek ve gösteriş yapmak için. | Open Subtitles | لتشعرّ بالرضى حيال نفسك و تتباهى قليلاً. |
Hayır, hayır, Eğer gösteriş yapsaydım, ellerimi kullanmadan yapardım. | Open Subtitles | -لقد كنت تتباهى لا، لا، لو كنت أتباهى لأنهيته بدون استخدام اليدين |
O sadece gösteriş yapıyor. | Open Subtitles | حسنا,الان هي.. انها تتباهى وحسب |
Tabii ki hayır. bence gösteriş yapıyordu. | Open Subtitles | بالطبع لا,اخشى انها كانت تتباهى |
Okul çevresinde gösteriş yapamazsın. | Open Subtitles | لايمكنك أن تتباهى بها في المدرسة |
Şu stajyer koridorda arkadaşlarına hayatta bir kez karşılaşılabilecek tümörümle hava atıyordu. | Open Subtitles | تلك المتدربة كانت في الممر تتباهى أمام كل أصدقائها بشأن ورمي الذي يمر عليكم مرة في العمر. |
Beni dostlarına gösterip hava atmak istiyor hep. | Open Subtitles | كل ما تريد هو أن تتفاخر وأن تتباهى به أمام الناس |
Adam öldürmüşlüğün var biliyorum, çünkü övünüp duruyorsun. | Open Subtitles | أعرف أنك قتلت رجال من قبل لأنك تتباهى بذلك طوال الوقت |
Aslına bakarsan, şu anda hep konuşuyorsun. Net olarak söylemek gerekirse, böbürleniyorsun. | Open Subtitles | حسناً، في الواقع، أنت تولّيت أغلب الحديث، تتباهى بالتحديد. |
- Sen kendini kasıyorsun. - Şu an kasmıyorum | Open Subtitles | . أنت تتباهى الآن يا صاح - . أنا لا أتباهى الآن - |