Diğer salaklar hala kendi ayaklarının üzerine işiyor. | Open Subtitles | هذه القردة الغبية الأخرى ما زالت تتبوّل على اقدامها |
Duşumda işiyor musun sen? | Open Subtitles | تتبوّل في دُشّي؟ |
Belki bu sene altına işeyip ağlamazsın. | Open Subtitles | ربّما هذه السنة لن تتبوّل فى ملابسك الداخلية. |
Şaka isteseydim seni işerken seyrederdim. | Open Subtitles | لو أردت دعابة لتبعتك للمرحاض وشاهدتك وأنت تتبوّل |
Kadınlar tuvaletine işiyorsun karışması normal. | Open Subtitles | أنت تتبوّل في مرحاض السيدات بالطبع ستكون مشوّش |
Dikkat et de bacağına işeme. | Open Subtitles | احرص على أن لا تتبوّل على ساقك |
Ve işemeye başladı, heryere işedi, degil mi? | Open Subtitles | فبدأت تتبوّل بدأت تتبوّل في كلّ مكان |
Doğru hatırlıyorsam ucundan aşağı işiyordun. | Open Subtitles | كنتَ تتبوّل من على القمّة إذا لم تخونني ذاكرتي. |
İşiyor işte. | Open Subtitles | يبدو و أنها تتبوّل |
İşiyor. | Open Subtitles | ؟ -إنّها تتبوّل |
İşiyor. | Open Subtitles | ؟ -إنّها تتبوّل |
İşiyor ve sıçıyor musun? | Open Subtitles | هل تتبوّل وpoo؟ |
İşiyor Anton'la birlikte. | Open Subtitles | -إنّها تتبوّل ... مع (أنطون) |
Çünkü, kovalara işeyip otoyolda hız yapmak için, çok gençsin. | Open Subtitles | لأنك صغير جداً. على أن تتبوّل فى الأسطل، وتقود ذهاباً واياباً. الطريق السريع. |
Sonra günün birinde bir çubuğa işeyip pozitif yazısını görüveriyor ve aktris olma hayallerini sadece otun fiyatını hesaplarken kafası matematiğe basan bir çocuğu yetiştirmek için bir kenara bırakıyorsun. | Open Subtitles | وفي يومٍ ما ستجد نفسكَ تتبوّل على عمود كشف الحمل، وبعد تظهر علامة تأكيد الحمل، ويجب عليكَ أن تتخلى عن أحلامك أن تكون ممثلةً، حتّى يتسنّى لكَ تربيّة طفلٍ يمكنه القيام بالعمليات الرياضيّة، إلاّ في حالة حساب ثمن المخدّرات. |
- İşerken çıkan kana benziyordu. - Pancardan nefret ederim. | Open Subtitles | يبدو كالدماء عندما تتبوّل - انا اكره البنجر - |
İşerken çaldığın ıslığın melodisini tanıyorum. | Open Subtitles | أعلم اللحن الذي تصفّره عندما تتبوّل. |
Şimdi de altına işiyorsun! | Open Subtitles | والآن تتبول فى بنطالك تتبوّل فى بنطالك |
Altına işiyorsun! | Open Subtitles | لِمَ تتبوّل فى بنطالك |
Ayakta işeme. | Open Subtitles | لا تقف عندما تتبوّل. |
Bardağa işemeye gelmiş. | Open Subtitles | إنها هنا كي تتبوّل في كوب |
Oh Tanrım. Çişin yok, değil mi? | Open Subtitles | يا آلهي , ألا يجب أن تتبوّل , لا |