| Yedi nesil küçük kavgacı hayal edebileceğin en kötü yerlerde doğdu. | Open Subtitles | سبع أجيال منا ولدو في أسوأ الظروف التي يمكنك أن تتخيليها |
| hayal bile edemeyeceğin şeyleri, ben sana her gün gösterebilirim. | Open Subtitles | انا استطيع ان اريك الاشياء التى لايمكن ان تتخيليها كل يوم |
| hayal edemeyeceğiniz zorluklar, aklınızın alamayacağı tecrübeler yaşadım. | Open Subtitles | كل الصعوبات التي لا تتخيليها أنا واجهتها |
| O farklı. Pekala, o zaman hayal gücünü kullanabilirsin. | Open Subtitles | ـ هذا مُختلفاً ـ حسناً، ربماً يُمكنك أن تتخيليها و حسب |
| Her tarafı 25 tane çelik başlı masayla hayal etmen lazım. | Open Subtitles | ويجب أن تتخيليها بخمس وعشرين طاولة فولاذية منتشرين هنا |
| hayal edebilecegimizden daha kotu cezalandirirlar. | Open Subtitles | مجرد تشويهٍ لنا بأسوأ الطرق التي ممكن أن تتخيليها |
| Ayarlanabilir yatağını hayal bile edemeyeceği şekillere soktuk. | Open Subtitles | وضعنا سريره في وضعية لن تتخيليها. |
| hayal edilemez yerlere hem de. | Open Subtitles | سأطرحه من أماكن لا تتخيليها |
| hayal bile edemezsin. | Open Subtitles | -اشياء لا يمكنك حتي أن تتخيليها |
| Bu hiç hayal etmediğin kadar olay yaratacak. | Open Subtitles | هذا سوف يُحدث ضجة لن تتخيليها |