"تتدلى" - Translation from Arabic to Turkish

    • asılı
        
    • sallanan
        
    • sallandıracağım
        
    • sarkan
        
    • sarkıyor
        
    • sarkıyordu
        
    • sallanıyor
        
    • sarkar
        
    • asılmış
        
    • asıIı
        
    • sarktığını
        
    Soyle, odaya insanları getiriyor, burada bir sicim asılı duruyor, ve burada da diğer bir sicim asılı duruyor, TED قالت أنها ستجلب أناسا إلى الغرفة ستكون هناك سلسلة تتدلى في هذا المكان، وأخرى هنا
    Mapetla'nın ölümünden bir önceki gün polislerden biri başka bir mahkuma Mapetla'nın bir ipin ucunda sallanan bir kuklasını göstermiş. Open Subtitles في اليوم ما قبل وفاة مابيتلا أظهرت الشرطة سجينا آخر دمية من مابيلا تتدلى من حبل مشنقة
    Sabah bayrak direğinde kıçından seni sallandıracağım. Open Subtitles سأجعلك تتدلى من سارية العلم غدا صباحا
    En etkili sigara karşıtı kampanya buydu. Ağzından sarkan eğilmiş sigarayı fark etmişsinizdir, TED لقد كان الإعلان الاكثر فعالية للإقلاع عن التدخين هو هذا. سوف تلاحظون أن السيجارة تتدلى وكأنها ذابلة من فم هذا الشخص,
    İşte, sonunda yakaladı. Avının bir kısmı ağzından sarkıyor. Open Subtitles هنا يتضح بأنها تتغذى, توجد قطعه من وجبتها تتدلى خارج فكيها
    Tüm kabin tek halat üzerine sarkıyordu. Open Subtitles والمقصورة بأسرها أصبحت تتدلى بكابل واحد.
    "Öyle yükseklerde ki kulenin tepesinde boş boş sallanıyor!" Open Subtitles عاليا في القلعة تتدلى اليقطينة الفارغة
    Her direkten fenerler sarkar Ve periler kovuklarından çıkar Open Subtitles والفوانيس تتدلى من كل وظيفة الجنيات ترك معيشتهم
    Onu bu kapıda kemeri ile asılmış olarak. Open Subtitles وجدنا له هذا الصباح تتدلى من هذا الباب بواسطة حزامه الخاصة .
    Orada öyle hareketsizce oturup, o kocaman yumuşak elinin havada asılı kalması nasıl hissettiriyor? Open Subtitles ما شعورك يا مارشال وأنت تجلس هناك بعجز يداك الكبيرة المترهلة تتدلى في الهواء
    ♪ Melekler asılı tutar ♪ ♪ Kanatlarıyla ezerler ♪ ♪ Kalbinde delik ♪ ♪ Kalp deliği ♪ ♪ Tarihe karışıyorum ♪ Open Subtitles ♪ الملائكة تتدلى ♪ ♪ أجنحة كل المهترئ ♪ ♪ حفرة في مكان القلب ♪
    Kâlbime asılı bir şekilde duran ve her hareket edişimde sallanıp birbirine dolanan ağırlıklar varmış gibi hissediyorum. Open Subtitles يبدو الأمر وكأن هنالك أوزان صغيرة تتدلى من قلبي التي تتأرجح وتُسحب في كل مرة أتحرك فيها
    Sadece söylüyorum, öylece sallanan penisiyle önünde bir adam duruyor. Open Subtitles أنا فقط أقول أنه يوجد أمامك رجل عار و حاشيته تتدلى أمامه
    Tek ihtiyacın olan sarı bir şerit ve tavanda sallanan bir ip. Open Subtitles كل ما تحتاج اليه هو بعض الأشرطة الصفراء و مشنقة تتدلى من السقف
    # Tatlım, onları kulaklarımda sallandıracağım. # Open Subtitles "الحبيب. سوف تتدلى منها على أذني".
    # Tatlım, onları kulaklarımda sallandıracağım. # Open Subtitles "الحبيب. سوف تتدلى منها على أذني".
    Dışarıda, kıçları pantalonlarından dışarı sarkan bir sürü kanlı, canlı insan var. Open Subtitles هناك أناس تتدلى أجسادهم حقاً من بناطيلهم
    Kulübe tavanındaki üfleçten sarkan ayakları, bacakları gözümün önünde hâlâ. Open Subtitles كان يمكن رؤية سيقانه وقدماه تتدلى من المروحة فى داخل الكوخ
    Sence de bu şekilde tavandan sarkıyor olman tuhaf değil mi? Open Subtitles بعد كل شيء انت الوحيدة التي تتدلى من السقف الاتظنين ذلك غريبا
    Sonra bir gece, çok uzun zaman sonra değil yine koltukta zil zurna sarhoş halde uyuyakaldı sigarası da ağzından sarkıyordu. Open Subtitles وفي أحد الليالي ، ليست ببعيدة عن تلك الليلة نام على الاريكة وهو ثملٌ مثل حيوان الظربان وتلك السيجارة تتدلى من فمه
    "Öyle yükseklerde ki... "...kulenin tepesinde boş boş sallanıyor!" Open Subtitles عاليا في القلعة تتدلى اليقطينة الفارغة
    Uzun bacakları boynundan aşağıya sarkar. Open Subtitles وقدميها الطويلتين تتدلى على رقبت.
    Eve geliyor, kardeşini asılmış olarak buluyor,.. Open Subtitles اذا هو يصل للمنزل، يجد اخته تتدلى
    Ben küçük bir kızken, ödevlerimi yaptığım masada asıIı duran bir söz vardı. Open Subtitles عندما كنت فتاة صغيرة، كانت هناك لافتة تتدلى من مكتبي مكان عملي واجباتي
    Yasak meyvenin gözümün önünde sarktığını gördüm ve büyük bir ısırık aldım, sulu bir ısırık. Open Subtitles لقد رأيت الفاكهة المحرّمة تتدلى امام وجهي وأخذت قضمة, قضمة كبيرة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more