"تتدهور" - Translation from Arabic to Turkish

    • kötüleşiyor
        
    • bozulur
        
    • kötüye
        
    • bozuluyor
        
    • uslanmaz
        
    • kötüleşti
        
    • bozulmuyor
        
    • Gerilemeye
        
    Sparazza'nın sağlığı hızla kötüleşiyor ve ölmeden önce, baş düşmanının kalbini istiyor. Open Subtitles صحه سابرازا تتدهور و قبل رحيله يطلب قلب الد اعدائه
    Bakın, zaten olmayan zamanını boşa harcayacak. Durumu kötüleşiyor. Open Subtitles انظري,سيضيعون وقتا لا يملكه هو,ان حالته تتدهور
    Zamanla, parmak izinde bulunan bir çeşit yağ olan skualen miktarı belirli bir oranda bozulur. Open Subtitles مع مرور الوقت، كمية من السكوالين واحد من الزيوت الموجودة في بصمات الأصابع تتدهور بمعدل ثابت.
    İnsanları sosyal iletişimden mahrum ederseniz, kötüye giderler. TED احرم الناس من التواصل الاجتماعي وسوف تتدهور حالتهم.
    Fakat yapısı bozuluyor. Kapağı açmamız uyku durumunu bozdu. Open Subtitles ولكن حالتها تتدهور فتح الباب هدد حالة سباتها
    Ayrıca bana bir iyilik borcu olan uslanmaz bir kumarbaz. Open Subtitles أعني أنه هو أيضا مقامر تتدهور ومدين لي معروفا.
    Bu sefer. İyileşti ama daha sonra da kötüleşti. Open Subtitles هذه المره,كانت تتحسن و كانت تتدهور حالتها
    Güneşte bozulmuyor. Midilli müşterileriniz için sadece en iyisi. Open Subtitles لا تتدهور في أشعة الشمس الأفضل فحسب لعملائكَ المهور
    Benim görüşüme göre nöronlar tekrar oluşmazlar ve çoktan Gerilemeye başladı. Open Subtitles ...أعتقد أنّ ،العصبونات لا تستعيد نموها وأنّ حالته تتدهور بالفعل
    Şu anda onu stabilize etmemiz gerek çünkü giderek kötüleşiyor. Open Subtitles حاليّاً علينا جعله مستقرّاً، لأنّ حالته تتدهور.
    Az önce hastanedeydim, durumları kötüleşiyor. Open Subtitles لقد كنت في المستشفى، حالتهم تتدهور
    Gördüğünüz gibi, dışarıdaki durum hızla kötüleşiyor. Open Subtitles ترون أنّ الأوضاع في الخارج تتدهور بسرعة
    Sana verecek iyi haberlerim olsaydı keşke ama durumu düşündüğümüzden daha hızlı kötüleşiyor. Open Subtitles "ليتني أحمل لك خبرًا أفضل، لكن حالتها تتدهور أسرع مما توقّعنا"
    Sakinleştirici bunu durduracak, ama durumu gittikçe kötüleşiyor. Open Subtitles التخدير سيوقف هذا ولكن حالتها تتدهور
    Sağlık durumu kötüleşiyor, ona yardım edebiliriz. Open Subtitles إنها تتدهور, و يمكننا أن نساعدها
    "Ayrıca eğer fabrikalarda çalışacak olurlarsa, sağlıkları bozulur ve moral olarak çökerler." Open Subtitles وسوف تتدهور صحتهم ومعنوياتهم أذا أنخرطـوا فـى العمل بالمصانـع
    Manyetik kasetler 15 yılda çok fazla bozulur. Open Subtitles الأشرطة المغناطيسية تتدهور كثيرًا خلال 15 سنة.
    Eğer bir ilişki daha ileri gidemiyorsa bozulur. Open Subtitles اذا كانت العلاقة لا تتقدم فأنها تتدهور
    Tedavi eksikliğinde işler kötüye gidebilir. TED يمكن للأمور أن تتدهور بسرعة في غياب العلاج.
    Tabii bunu derken, yaşlandıkça sağlık durumunun kötüye gitmeyeceğini varsayıyorum. Open Subtitles على افتراض أن صحتي لن تتدهور بينما أتقدم بالسن
    Günden güne çöp yığınları büyüyor ve yaşam şartları bozuluyor. Open Subtitles القمامه تتراكم و الحاله الصحيه تتدهور يوماً بعد يوم
    Sağlığı bozuluyor ve hastalık süratle yayılıyor. Open Subtitles صحته تتدهور ، والمرض ينتشر سريعاً.
    Ayrıca bana bir iyilik borcu olan uslanmaz bir kumarbaz. Open Subtitles أعني، هو أيضا مقامر تتدهور ويدين لي معروفا.
    Üç yıl boyunca elimden geldiğince savaştım ama durumum giderek kötüleşti. Open Subtitles لقد قاومت بضراوة 3 سنوات، لكن صحتي بقيت تتدهور.
    Yani hücrelerin bozulmuyor. Open Subtitles حتى لا تتدهور خلاياك
    Gerilemeye başladı. Open Subtitles انها تتدهور كما هو واضح

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more