"تتركك" - Translation from Arabic to Turkish

• terk
• bırakmaz
• bırakmayacak
• terkediyordu
• bırakıyor
• bırakır
• terketmeyecek

Sizi terk etmiş olmasının annenize ne kadar acı verdiğini biliyorum.
أعلم كم كان مؤلماً لأمك عندما كان عليها أن تتركك كل هذه السنوات الماضية

Seni terk etmeyi seçtiğini ne zaman kabulleneceksin?
متى ستقبل حقيقة أنها اختارت أن تتركك ؟

Ama bugün gitmenin seni terk etmek olacağını düşünüyor.
هذا يعني أنها ستترك لوس أنجلوس و تتركك

Seni bir kere ele geçirdi mi bir daha asla bırakmaz.
ما أن أمسكتك .. لا يمكن أن تتركك الا أن تموت.

Gerçek annenin yerini tutamaz ama seni sevecek ve bırakmayacak birini bulucaz
صحيح أنها لن تحل محل أمك الحقيقية لكنها ستحبك وأعدك أنها لن تتركك أبداً

Sevgili Wendy'in seni terkediyordu.
ويندي كانت تتركك

Seni orada, mutfak zemininde sanki fare kapanıymışsın gibi bırakıyor.
تتركك جالساً على أرضية المطبخ وكأنك شِرك للصراصير

Ne olduğunu öğrendiği anda seni yine terk edecek.
سوف تتركك بمجرد أن تعرف من أنت.

O kadın seni terk etmedi.
المرأة لم تتركك

Görünüşe göre karınız sizi terk ediyor, bayım.
يبدو أن زوجتك تتركك يا سيد

Öğrenirse, seni böyle terk eder.
إذا عرفت هذا فسوف تتركك فورا

Jimmie, Jimmie seni terk etmeyecek.
جيمي .. جيمي انها لن تتركك

Sizi terk etmeyecektir. Size aşık. - Ben de ona aşığım.
تعلم أنها لن تتركك إنها تحبك

Bekle. Muhtemelen seni hemen tekrar terk eder.
انتظر، يحتمل أن تتركك ثانيةً

O koltuğu seni terk ederken yanında götürecek.
ستأخذ الكرسي معها حين تتركك

Sizi terk etmek istemezdi.
أنت والدها لم ترد ان تتركك

Sivrisinek hiç adamı rahat bırakmaz.
بعوضة لا تتركك أبداً, عندما تكون سعيداً,

Çok tatlı olduğunu düşünüp ormana bırakmaz.
ثم إنها سوف ترى أنك جيد ، وأنها لن تتركك.

Doğru, Toula seni hiçbir zaman bırakmayacak.
هذا حقيقي ، تولا لن تتركك ابدا

Wendy'n seni terkediyordu.
ويندي كانت تتركك

Yeterince güçlü değilsen bu şehir adamı 18 ayrı şekilde becerip çürümeye bırakıyor.
و إن لم تكن قوياً كفاية ستلفظك المدينة عند سن 18 و تتركك تتعفن

Bir kaşık lavabo açıcısı yemek gibi bir şey. Seni temizler ancak içinde bir boşluk bırakır.
مثل أكلة كريهة تنظفك من الخارج لكن تتركك مجوف من الداخل

Seni terketmeyecek, Ben.
بين " يا تتركك لن "