"تتزايد" - Translation from Arabic to Turkish

    • artıyor
        
    • artmaya
        
    • yenilmeleri daha da
        
    Her bir top üzerinde... elektrik akımı artıyor ve azalıyor. Open Subtitles و الشحنات الكهربائية تتزايد و تتناقص .على سطح كُل كرة
    Gelecek bize ne gösterir kimse bilemez, ama heyecan gittikçe artıyor. Open Subtitles لا أحد يعلم ما قد يأتي في المستقبل لكن الحماسة تتزايد
    Ama neden "aşırı teknik" krizleri, "karışıklık" krizleri şu an artıyor? TED ولكن لماذا مصيبة التكنلوجيا، مصيبة التعقيد، تتزايد الان؟ في عالم الاجهزة الكمبيوتر المعدنية،
    Bilim adamları, garip radyasyon miktarının, şu saatlerde artmaya devam ettiğini söylüyor. Open Subtitles بواسطة العلماء،و أن هذه الإشعاعات تتزايد ،و يعتقد أن ذلك
    Oğlunuzun fedakarlığı sayesinde sayımız şimdiden artmaya başladı. Open Subtitles بسبب تضحية ابنك , أعداد المنضمين لنا تتزايد
    Onlara yemek verdikçe cephane verdikçe, her şeyden daha da verdikçe her gün her birimiz onlara bir şey verdikçe yenilmeleri daha da zorlaşıyor. Open Subtitles كلّما أعطيناهم طعامًا وأسلحةً وكل شيء كل يوم يعطيهم فيه أيّ منّا شيئًا تتزايد إمكانية دحرهم صعوبة.
    Yardıma ihtiyacımız var. Gücü artıyor. Open Subtitles سنحتاج كل المساعدات الممكنه إن قوته تتزايد
    Aslında zenciler arasında satışlar artıyor. Open Subtitles ، في الواقع بين الزنوج ، المبيعات تتزايد بالفعل
    Her kurbanda bıçak yarası artıyor değil mi? Open Subtitles عدد جروح الطعنات تتزايد مع كل ضحية، صحيح ؟
    Ve atmosfer ısınmaya devam ettikçe sayıları giderek artıyor. Open Subtitles وأعدادهم تتزايد على نحوٍ مستمر طالما المناخ يدفأ بإستمرار
    Ve atmosfer ısınmaya devam ettikçe sayıları giderek artıyor. Open Subtitles وأعدادهم تتزايد على نحوٍ مستمر طالما المناخ يدفأ بإستمرار
    Saatlerdir süren şiddetli olaylarla beraber yaralı ve tahribat sayısı da artıyor. Open Subtitles بعد ساعات من رؤية عنف لا ينتهي معدلات الإصابات والدمار تتزايد
    Bu sabah camilere yapılan pek çok sebepsiz saldırının ardından şehrin kuzeyinde faşizm karşıtı protestocuların sayısı artıyor. Open Subtitles الاحتجاجات المناهضة للفاشية تتزايد في شمال المدينة هذا الصباح بعدسلسلةمن الهجمات غير المبررة على المساجد
    Dedi ki, entropi artıyor çünkü entropinin artması için pek çok ama pek çok farklı yol var, ama entropinin azlaması için böyle değil durum. TED لقد قال، أن الأنتروبيا تتزايد لأنه توجد طرق كثيرة أكثر بكثير للكون ليصبح بأنتروبيا مرتفعة، من أن يصبح بأنتروبيا منخفضة.
    Ama aynı zamanda dünyada yiyecek fiyatları ve nüfus artıyor. Bu yüzyılın sonunda dünya nüfusunun on milyara ulaşması bekleniyor. TED لكن في نفس الوقت، تتزايد أسعار الغذاء العالمية وتتزايد أعداد السكان ومن المقدَّر أن يصلوا إلى 10 مليار نسمة بحلول نهاية القرن.
    Humboldt mürekkep balığı sayısı hızla artıyor ama hâlâ gizemlerini koruyorlar. Open Subtitles تتزايد أعدادهم بسرعة. لكن يبقو غامضين.
    Ama rakamlar iyi, her gün artıyor. Open Subtitles ولكن الأعداد جيّدة إنها تتزايد كل يوم
    Buz kütleleri arasındaki mesafe artıyor. Open Subtitles المسافات بين كتل الجليد تتزايد
    Her gece haberlerde ceset sayısı artmaya devam ederken onlardan biri olup olmadığını merak ederdim. Open Subtitles كُلَّ ليلة أتابع نشرة الأخبار وأرى أعداد الجثاث تتزايد وأتساءل في كل مرة إن كنت أنت من ضمن هذه الأعداد..
    Ölü sayısı 144'e yükseldi ve artmaya devam ediyor. Open Subtitles "وأرقام الضحايا وصلت إلى 144 ولا تزال تتزايد"
    İçkiyi acele getir. Ağrılarım artmaya başladı. Open Subtitles أسرع إلى بالشراب با(جورج)ِ الآلام تتزايد
    Onlara yemek verdikçe cephane verdikçe, her şeyden daha da verdikçe her gün her birimiz onlara bir şey verdikçe yenilmeleri daha da zorlaşıyor. Open Subtitles كلّما أعطيناهم طعامًا وأسلحةً وكل شيء كل يوم يعطيهم فيه أيّ منّا شيئًا تتزايد إمكانية دحرهم صعوبة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more