"تتسكع" - Translation from Arabic to Turkish

• takılıyorsun
• takılıyor
• takılmak
• takıldığını
• takılan
• takılmanı
• takılıp
• takılmaya
• geziyorsun
• takılıyordu
• takılıyordun
• dolanıyorsun
• takıldığı
• takıldın
• takılmamalısın

Ben bir şeyin peşindeyken sen bu iskelede mi takılıyorsun yani?
تتسكع على هذا الميناء بينما أنا على وشك الوصول الى شيء

Sürekli işten geç çıkıyorsun ve ofiste uyuyorsun ve bu arada barlarda, beş para etmez kadınlarla takılıyorsun.
دائما ما تتحدث حول عملك لوقت متأخر و نومك فى المكتب، بينما انت تتسكع فى الحانات و تلتقط القمامة

Birkaç yolsuz eski polisle takılıyor, kararlarını tamamen yanlış veriyor.
إنها تتسكع معَ بعض الشرطيين القدماء السيئين وتقومُ بقراراتٍ سيئة

Bu boğucu, yaşlı beyaz adamlarla takılmak istemenle aynı sebep yüzünden.
نفس السبب الذي تريد أن تتسكع مع المضجرين، الرجال البيض المسنين

Onun hakkında ne biliyorsun? - Kiminle takıldığını bilmiyorum.
ساخبرك بشيء انا لا اعرف الذين تتسكع معهم

"Hayır, kimdi?" "Hamburgerciye takılan bir orospu vardı ya."
لا.. من هى؟ انها العاهرة الصغيرة التى كانت تتسكع فى الشوارع

Nişanlıydınız, ayrıldınız gay olduğun ortaya çıktı ve evde olmadığı zamanlarda onun dairesinde takılıyorsun.
أعني، كنتمامخطوبان،ثم أنفصلتما، ثمأعلنتأنكشاذ ،أو أياً كان، وأنت الآن فقط تتسكع في شقتها

Şu aptal şapkası olan dedektifle takılıyorsun.
أنت تتسكع مع هذا المحقّق. المحقّق ذو القبعة السخيفة.

Bu akşam yanlış insanlarla takılıyorsun, tatlım.
كنت تتسكع مع الناس الغلط هذه الليلة يا عزيزي.

O popülerlerle takılıyor kimse onunla takılamaz kolay kolay
أنها تتسكع مع المجموعه الشهيرة ولا يمكنك الأنضمام لها

Bak sen, benim küçük rock yıldızı kardeşim büyük havuzunun başında profesyonel basketbolcu kocasıyla takılıyor.
تتسكع أمام حمام السباحة الخاص بها مع زوجها لاعب كرة السلّة المحترف.

Sürekli benimle takılmak ve tekila teklikleri atarken bağ kurmak istiyor.
انها دائما تريد ان تتسكع و تتواصل معي عبر اكواب التيكيلا.

Sanırım bu kız seninle takılmak istiyor.
التقيت بهذه الفتاة هنا اعتقد انها تريد ان تتسكع معي

Senin babalık benimle takıldığını öğrenirse işkencenin gerçek anlamını keşfetmekle yükümlü olabilirsin.
أتعلم عندما يجد والدك أن تتسكع معي ستكتشف حقاً معنى كلمة العقاب الجسماني

Evet, aynı zamanda şerif karavanının etrafında takılan hoş bir nişanlısı var.
نعم.. ولديه كذلك خطيبة صغيرة وجميلة تتسكع عند مقطورة النائب

Belki de bu tiplerle takılmanı istemiyorum.
ربما هؤلاء ليسوا الرفاق الذي أريدك أن تتسكع معهم.

Eee, o zaman burada takılıp, sorunların seni çevrelemesine izin verme.
حسنا , لا تتسكع هنا وتدع المشاكل تحيط بك

Ama sonra gizlice Subay Orduevi'ne gidip, subaylarla takılmaya başladı.
ثم بدأت في الذهاب إلى نادي الضباط تتسكع مع الضباط

Sen Çin mahallesinde geziyorsun. Seni orada kim görecek.
أنت تتسكع في الحي الصيني من سيراك هناك ؟

Yolda tanıştığı adamlarla dolunay sırasında oynamak için takılıyordu farelermiş gibi.
كانت تتسكع مع الرجل الذي قابلته على الطريق. و ما أرادته, لا أعرف, تلعب به بأثناء تحولها,

sen şu Allison Poole denen kızla takılıyordun.Sıkı kızdı.
كنت تتسكع مع تلك العاهرة الغنية أليسون بوول.. فتاة مثيرة ماذا تعنين ؟

- Oldu canım. - Sen de iki katı yaşındaki eski üvey annemle dolanıyorsun.
أنت تتسكع مع زوجة أبي السابقة وتفوقك سناً بالضعف

- Planın, Emma'nın bar tezgahında takıldığı kısmını duymamışım galiba.
أمي أخمن أني فوت ذلك الجزء من الخطه حيث كانت تتسكع بحانه وجبات خفيفه

Çok fazla sokak köşesinde takıldın, eski dostum.
كنت تتسكع في كثيرٍ من زوايا الشوارع يا صديقي القديم

Bu pezevenkle takılmamalısın.
لايجب عليك حتى أن تتسكع مع هذا الشاذ