"تتعامل مع" - Translation from Arabic to Turkish

• baş
• başa
• idare
• uğraşmak
• uğraşırken
• karşıladı
• uğraşsın
• halletmen
• uğraşıyor
• ilgilenen
• ile anlaşma
• davranıyorsun
• uğraşıyorsunuz
• ilgileniyorsun
• uğraşırsın

Mesela üremenin gerçekleriyle baş eden, genç bir kadın hakkındaki komedinin satmayacağına.
أن كوميديا عن امرأة شابة تتعامل مع الواقع التناسلي لا أستطيع البيع

Sen bunluna başa çıkabilirsin... merkezdeki herhangi bir polis gibi.
يجب أن تتعامل مع الأمر كما تتعامل مع قضية للشرطة

Şu ana kadar gördüğüm üzere, ...zor idare edilen bir kadınla uğraşıyorsun.
من الذي رأيته حتي الان انت تتعامل مع امرأة صيانة جيده جدا

Dediğim sadece hayatının geri kalanında böyle bir bokla uğraşmak zorunda kalabilirsin.
أنا فقط أقول يُمكنُك أن تتعامل مع النوع من الهُراء لِبقيّة حياتك.

Unutmayın, eğer kendinizi Wookiee ile uğraşırken bulursanız Wookiee'nin her tarafını traş etmeyin.
تذكر، إذا وجدت نفسك تتعامل مع الوكيي، لا تقوم بحلق الوكيي بشكل كامل.

- İşvereniniz dönüşünüzü nasıl karşıladı?
حسنٌ ؛ كيف ربّة عملك تتعامل مع عودتُكَ ؟

Ama benim gibi badireler atlatan bir insansanız, bunlarla baş etmenin yollarını öğreniyorsunuz.
ولكن عندما تقضي أوقاتاً صعبة كالتي مررت بها تتعلم طرقاً تتعامل مع الأمر

Bizim bataryamız akım dalgalanmalarından kaynaklanan çok yüksek sıcaklıklarla baş edebilir.
يمكن لبطاريتنا أن تتعامل مع ارتفاع درجات الحرارة العالية جداً الصادرة من موجات التيار.

Kum fırtınaları, sinekler ve akreplerle baş etmek zorundasınız ve orada işe yarar kalıntılar bulmak da zor.
يجب عليك أن تتعامل مع العواصف الرملية والثعابين والعقارب، ومن الصعب جدًا العثور على أحافير في ذلك المكان.

Söylemen lazım. O hepimizden daha iyi başa çıkar bununla muhtemelen.
هي قد تتعامل مع الوضع أفضل بكثير ٍ من أغلب الناس

En azından ona bir oyun planı vereyim, böylece o canavarla başa çıkabilir.
حسنا لنعطيها على الاقل خطة عمل كي تقدر ان تتعامل مع المتوحشة الصغيرة

Bash Kenna'ya olanlar için onu suçladığını biliyorum ama Navarro Kralını "idare" etmeyeceksin.
باش,أعرف بأنك تلومه على ما حدث لكينا, لكن لن تتعامل مع ملك نافار.

Sana karını nasıl idare etmen gerektiğini söylemek istemiyorum.
انا لا اريد ان اقول لك كيف تتعامل مع زوجتك

uğraşmak zorunda olduğunuz bir diğer meseleyse, sonsuza dek yaşadığınızda geçmişinizin sürekli karşınıza çıkıyor olması.
و الشيء الآخر يجب عليك أن تتعامل مع.. الذين يعيشون إلى الأبد ، الماضي دائما يلاحقك ولا يتركك أبدا

İmaj çok önemli, özellikle çaput parçalarıyla uğraşırken.
الاناقة مطلوبة خصوصا عندما تتعامل مع المدراء

Bu durumu gayet iyi karşıladı.
إنها تتعامل مع الأمر بشكلٍ جيد

Bırakalım istinaf mahkemesi uğraşsın tabii oraya kadar gelirse.
لندع محكمة الإستئناف تتعامل مع ذلك إن وصل الأمر إلى هناك أصلا

İşlerini halletmen gerektiğini biliyorum, ama bil ki, burada bizimle olmalısın.
وأنا أعلم أنه عليك أن تتعامل مع أمورك الخاصة لكنني أخبرك أنك يجب أن تكون هنا معنا

Bölümü, benim zamanımdan da öncesinden beri mutant sorunu ile uğraşıyor.
إدارته كانت تتعامل مع ظاهرة المتحولين من قبل مجيئي للرئاسة

Göz bankalarını ve doku ve organ bağışlarıyla ilgilenen kurumları araştırıyorum.
لقد تفقدت بنوك العيون و الشركات الطبية التي تتعامل مع تبرعات الأعضاء و الأنسجه

Görevini ve neden Yakuza ile anlaşma yaptığını bilmediğimiz müddetçe onun ve Kuzey Koreli patronlarının bir adım gerisinde olacağız.
إذا لم نعرف ما هي تلك المهمة ولماذا هي تتعامل مع الياكوزا فسنبقى خلفها بخطوة هي ورؤسائها من كوريا الشمالية

Normal insanlar için dostum. Neden yeteneklerine lanet gibi davranıyorsun?
للأشخاص العاديين، لماذا تتعامل مع قدراتك كما لو كانت لعنة

Nispeten küçük bir tahta ile uğraşıyorsunuz, bu yüzden sayılar çok büyük olamaz.
أنت تتعامل مع لوحة صغيرة نسبياً، لذلك لا يمكن أن تكون الأرقام كبيرة جداً.

Tehlikeli maceralara girişiyorsun. Yüksek düzeyde uzaylı teknolojisiyle ilgileniyorsun.
تذهب في مغامرات خطيرة تتعامل مع تقنية فضائية رفيعة المستوى

Eğer onu tekrar rahatsız edersen, güvenlikle uğraşırsın, benimle değil.
إذا أزعجتها مرة أخرى، سوف تتعامل مع الأمن، ليس معي.