Domuz gibi terliyorsun ve bu hiç hoş değil. | Open Subtitles | لا, أعني الآن لأنك تتعرق كخنزير و هذا ليس جذاباً |
Suya girmek için bir efor sarf ediyorsun, ...ama girdikten sonra ne kendi ağırlığını hissediyorsun, ne de terliyorsun. | Open Subtitles | إنه مجهود بأن تدخل للماء لكن عندما تفعل ذلك، فـ تكون بلا وزن ولا حتى تتعرق |
Beden dersine beraber giriyoruz. Çok az terliyor. | Open Subtitles | نحن نذهب إلى نفس النادي الرياضي إنها بالكاد تتعرق |
İnsan ayağı günde ortalama bir fincan ter üretir. | Open Subtitles | إن أقدام الإنسان تتعرق بمعدل كوب في اليوم |
Çok terlemişsin. Burası sıcak. Hararet bastı. | Open Subtitles | ـ أنّك تتعرق للغاية ـ الجو حار هنا بالداخل، أشعر بالحر |
Güneşte bırakılmış bir sosis gibi terliyorsun. | Open Subtitles | أنت تتعرق مثل نقانق قديمة التى قد تم تركها في الشمس. |
Seks sırasında o kadar terliyorsun ki. | Open Subtitles | هذا لأنك تتعرق كثيراً أثناء المضاجعة |
- O halde neden, bir imla yarışmasındaymışız gibi terliyorsun? | Open Subtitles | - إذن لماذا أنت تتعرق وكأننا قد أدخلناك للتو في مسابقة تهجئة؟ |
Keşler gibi terliyorsun. Sakinleş artık. | Open Subtitles | إنك تتعرق بشده، فلتهداء قليلاً |
terliyorsun. | Open Subtitles | إعتقدت أن الأرض تحركت. أنت تتعرق. |
Tatlım, neden bu kadar terliyorsun? | Open Subtitles | تتعرق انت لماذا عزيزي ؟ كثيراً |
İdrar yolundan terliyor olabilir misin? | Open Subtitles | هل تعتقد انه يمكن ان تكون تتعرق من مجرى البول؟ |
Bunu yaparken bayağı terliyor olmalı çünkü görünüşe göre burası öyle kokuyor değil mi? | Open Subtitles | أجل , تعرفون , لابد أنها تتعرق وهي تفعلها لأن الرائحة تبدو كذلك هنا |
Benimle konuştuğunuzda, avuçlarım terliyor. | Open Subtitles | عندما تتحدثين معي جبوني تتعرق من الخجل |
Neredeyse her operasyonda her şeyin riske girdiği ter döktüğünüz, saçma cevaplar verdiğiniz ya da sizi öldürtecek teklemeler yaptığımız anlar vardır. | Open Subtitles | تكون هناك لحظة فيها كل شيء متعلق بقشة عندما تتعرق ستعطي إجابات خرقاء |
Tanrım, ter içindesin ve donuyorsun. | Open Subtitles | يا إلهي إنت تتعرق ودرجة حرارتك منخفضة |
Sen o kadar terlemişsin ki gören de yağmur yağdı sanır. Sen, zirve noktasındasın dostum. | Open Subtitles | أنت تتعرق كثيراً ، أنها تبدو كـ المطر و أنت ، أنت تتألق يا رجل... |
Güvenlik konusunda yeterli şartlar olsa da havalandığında ellerim hâlâ terler. | Open Subtitles | بالرغم من تفهمي الواضح لأمانها، ما تزال يدي تتعرق عند الإقلاع. |
Aklın dönmeye başladı, ellerin terledi derin kaşınmaya başladı. | Open Subtitles | عقلك بدأ يزنزن اذرعك بدأت تتعرق بشرتك بدأت تنكمش هل اقتربت؟ |
Evet, intihar bombardıman uçağı gibi terliyordun. | Open Subtitles | نعم, لقد كنت تتعرق كمخصة الانتحار في الجهاد الصيفي |
Çok terletiyor. Nefes alamıyorsun. | Open Subtitles | أنت تتعرق كثيراً لا تستطيع التنفس |
Bu gece onlara seninle sevişirken terlediğin zaman göğüs kıllarının yağmur ormanlarını andırdığını söyledim. | Open Subtitles | لقد قلت لهم انك عندما تتعرق اثناء مُمارسة الجنس فأن شعر صدرك يبدو مثل الغابة المُمطرة |
Ellerin sıcacık terlemiyorsun ve yüzünün rengi gayet iyi. | Open Subtitles | يديك دافئة وانت لا تتعرق . و وجهك لونه يبدو جيد |
- terlisin. - Hava sıcak. Yürüdüm. | Open Subtitles | ــ أنت تتعرق ــ الطقس حار في الخارج، جئت مشي |
Sorgu denetçisi ellerini yıkadığını söyledi ama iyice ovalamadıysa sensörleri kandırabilir ve terlemez. | Open Subtitles | الفاحصه تجعل كل خاضع للأختبار أن يغسل يديه، ولكن ما لم تقم بفرك يديك بقوه فأجهزة الأستشعار يمكن أن تنخدع .بأنك لا تتعرق |
Tony Mack, alnın Terlemiş, büyümüş göz bebekleri, ne saklıyorsun? | Open Subtitles | توني ماك", أنت تتعرق و بؤبؤا عيناك متوسعان, ما الذي تخفيه؟" |
Her defasında çok heyecanlanıyorsun, terlemeye başlıyorsun. | Open Subtitles | انت تتوتر للغاية, و لهذا تتعرق في كل مرة |