"تتكون" - Translation from Arabic to Turkish

    • oluşur
        
    • oluşuyor
        
    • oluşan
        
    • ibaret
        
    • oluşmuş
        
    • oluşturan
        
    • oluşuyordu
        
    • bulunduğu
        
    • oluştuğunu
        
    • oluşmaktadır
        
    İyi bir kayıt kazıcılığı üç aşamalı sabit bir döngüden oluşur. TED إن عمل المُنَـقِّـبِ الجيد هو حلقة متصلة تتكون من ثلاث مراحل.
    Yiyeceklerinin yüzde doksanı garip bir organizmanın süslü kuru demetlerinden oluşur. Open Subtitles تسعين بالمائة من غذائها تتكون من البقايا الجافه من الكائنات الحيه.
    Ve bu galaksilerin içinde dev toz bulutları oluşuyor. TED وبداخل هذه المجرات تتكون سحب الغبار الكبيرة هذه.
    Akrabalarım, arkadaşlarım ve evsizler barınağından oluşan bir ortamım vardı. TED تتكون بيئتي من الذين يعيشون مع العائلة والأصدقاء، ومأوى المشردين.
    Herkes aynı gerçeği biliyor ancak yaşamlarımız gerçeği çarpıtmak için yaptığımız seçimlerden ibaret. Open Subtitles كل شخص يعلم نفس الحقيقة و حياتنا تتكون من كيف نختار أن نشوهها
    Eğer toprak küçük parçalardan oluşmuş olursa sıkışık hâle geliyor, o kadar sıkışık oluyor ki su sızamıyor. TED اذا ما كانت التربة تتكون من جزيئات صغيرة فهي تصبح متضامة متضامة جداً بحيث يصعب دخول الماء فيها.
    Ağaçları oluşturan sert bir maddedir bu. TED هو المادة الخام الصلبة التي تتكون منها الأشجار.
    Dünya üzerindeki yaşamın birinci milyar yılı veya daha fazlası sadece Archea'dan ve bir diğer tür tek hücreli organizma, bakteriden oluşuyordu. Open Subtitles في المليار سنة الأولى من الحياة على الأرض كانت الحياة تتكون من الأركيا فقط و نوع آخر من الكائنات وحيدة الخلية البكتيريا
    Bu videonun her bir karesi mesela, yüz binlerce pikselden oluşur. TED كل لقطة من هذا الفيديو، على سبيل المثال، تتكون من مئات الآلاف من وحدات البكسل.
    Her şirket, hatta her ülke bir strateji geliştirmek ve bu konuda harekete geçmek zorunda. Böyle bir strateji 4 bölümden oluşur: TED تحتاج كل شركة، ولكن أيضا كل دولة، لاستراتيجية بشرية، وللبدء في العمل عليها فورا، وهذه الاستراتيجية تتكون من 4 أجزاء.
    Dünya'nın yer kabuğu tektonik levhalar denen devasa, sivri uçlu kaya tabakalarından oluşur, her biri Dünya'nın mantosunun sıcak, kısmen erimiş katmanı üzerindedir. TED تتكون قشرة الأرض من العديد من ألواح الصخور الخشنة. تسمى الصّفائح التكتونية، تركب كلٌ منها على طبقة ساخنة، منصهرة جزئياً من وشاح الأرض.
    Bu yüzden bakteriyel iletişim bir etki, bir tepki, bir molekül üretimi ve bunun karşılığından oluşur. TED لذا فإن محادثات البكتريا تتكون من المبادرة والتفاعل، إنتاج الجزيئات والإستجابة لها
    Eş kopyalar tomurcuklanır ve yavaş yavaş bir koloni oluşur. Open Subtitles تتبرعم منها نسخ متطابقة لها وتدريجيا , تتكون مستعمرة
    Bu topluluk büyüdükçe yakın ilişkiler oluşur ve farklı canlılar birbirlerine bağımlı olmaya başlarlar. Open Subtitles مع نمو المجتمع المرجاني تتكون بين عناصره شكل من أشكال العلاقات الحميمة لتصبح مخلوقات مختلفة معتمدة على بعضها البعض
    Pekala, rehberin içindeki bu parçada küçük harfler, küçük harfler tarafından takip ediliyor bu şekilde oluşuyor. TED تتكون هذه القطعة من أحرف صغيرة تلو أحرف صغيرة داخل قائمة أرقام الهاتف تلك.
    Bu adalar tamamen mercan resiflerinden oluşuyor ve deniz seviyesinden yaklaşık 2 metre yüksekte. TED تتكون هذه الجزر بالكامل من أكاليل مرجانية، بمعدل ارتفاع مترين تقريبا فوق سطح البحر.
    16 tane eş merkezli katmandan oluşuyor. Herbirinde 92 tane küre var. TED وهي تتكون من 16 صدفة متحدة المركز. كل واحدة منها تتكون من 92 كرة.
    Toplam işgücü darlığından oluşan küresel bir işgücü krizi ile karşı karşıyayız. Buna ek olarak büyük bir beceri - iş uyumsuzluğu, artı büyük bir kültürel zorluk. TED سنواجه أزمة عمالة عالمية تتكون من عجز عام باليد العاملة بالإضافة لعجز كبير بالمهارات، ولتحدي ثقافي كبير.
    Jöle, kemikten elde edilir tıpkı hayatın anlardan ibaret olduğu gibi. Open Subtitles الهلام مشتق من العظام تماماً كما تتكون الحياة من لحظات
    Bu bilgisayar ve cihazlarla etkileşimde olan akıllardan oluşmuş bir ağdır. TED هذه شبكة تتكون من عقول تتفاعل مع الكمبيوترات والأجهزة.
    Ne yazık ki jeotların arasında fazla kalamıyorum çünkü vücudumdan sızan nem biraz sonra bu harika kristalleri oluşturan alçıtaşını eritmeye başlayacak. Open Subtitles للأسف، لا يمكنني المكوث أطول داخل المكان لإن الرطوبة الصادرة عن جسمي ستبدأ قريباً بتحليل الجبس الذي تتكون منه هذه البلورات المذهلة
    Bulmaca şu, bu ilk milyar yıl ya da daha fazlasında, Dünya üzerindeki yaşam, bakteri ve Archea gibi tamamen basit tek hücrelilerden oluşuyordu. Open Subtitles هذه هي الأحجية في المليار سنة الأولى كانت الحياة على الأرض تتكون بالكامل من خلايا وحيدة بسيطة مثل البكتيريا و الأركيا
    Bu trilyonlarca yıldızın bulunduğu ada,... 2.5 milyon yıl ışık yılı uzaklıktadır. Open Subtitles هذه الجزيرة تتكون من أكثر من تريليون نجوم تقع على بعد مليونين ونصف مليون سنة ضوئية.
    Telomerlerin, kromozomların ucunda kodlanmayan özel DNA parçalarından oluştuğunu ortaya çıkardım. TED واكتشفت أن التيلوميرات تتكون من شرائح الخاصة، من الأحماض النووية غير مشفرة في نهايات الكروموسومات بالتحديد.
    Braddock' un geleneği ve büyük anlatısı işçi sendikaları ve sanayici hikayelerinden oluşmaktadır. TED تتكون معظم الحكايات المهمة والتقليدية في برادوك من قصص عن أرباب الصناعة ونقابات العمال.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more