"تتمتع" - Translation from Arabic to Turkish

    • zevk
        
    • sahip
        
    • keyif
        
    • tadını
        
    • hoşuna
        
    • keyfini
        
    • hoşlanıyor
        
    • yeteneği
        
    Umarım Laramie'deki zamanınızdan zevk alırsınız. Hayli uzun sürebilir. Open Subtitles ارجو ان تتمتع بوجودك في لارامي قد يكون طويلا
    Eğer, hayatınız boyunca, sağlıklı cinsel hayattan zevk aldıysanız, zevk almaya devam edememeniz için bir neden yok, hatta 80'lere kadar bile. Open Subtitles إذا كنت تتمتع بصحة جنسية جيده طوال حياتك، فلا يوجد مانع أن تستمر في الإستمتاع حتى في سن الثمانين.
    Bununla birlikte, diğerlerinden daha güçlü bilimsel desteğe sahip bazı sağlık faydaları vardır. TED ومع ذلك، هنالك بعض الفوائد الصحية التي تتمتع بدعمٍ علميٍ قويٍ عن غيرها.
    Ya da yeterli enerjiye sahip olmasalar da karşıya kuantum tünelleme mi yapıyorlar? TED أو عن طريق عبور نفق الكم، حتى وإن لم تتمتع بالطاقة الكافية؟
    Bu yüzden evrimin numarası, bu manzaraları güzel yaparak, onların sizi kendisine çekmesini sağlamak ve sizin sadece onlara bakıp keyif almanızdır. TED إذاً براعة نظرية التطور هي في جعل هذه المناظر جميلة بحيت تتمتع بمغناطيسية تمنحك السعادة بمجرد النظر إليها.
    Birlikte mehtabın tadını çıkaracağımızı sanıyordum. Open Subtitles اعتقدت أننا ستعمل تتمتع الشفق انحدار معا.
    Ve eğer katı yiyecekler yemek hoşuna gidiyorsa daha az saldırgan sporlar yapmasını öneririm. Open Subtitles لو كانت تتمتع بطعم الطعام أنصحك بأن تمارس شئ أقل عنفاً
    Eskisi kadar kavga etmiyoruz. Dün öylece oturduk, konuşmadık bile. Sessizliğin keyfini çıkarttık. Open Subtitles أمس جلسنا سوية , ليس بالمستوى التي تعرفِ أن تتحدثِ معه , فقط تتمتع بالصمت المريح
    İlişkiye girdiğin kişilerin adlarını bilmeden tutkuyla seks yapmaktan hoşlanıyor olabilir misin? Open Subtitles هل من الممكن انك كنت تتمتع بلقاءات جنسية متطرفه مع شخص لم يرد لك أن تعرف اسمه؟
    Bundan zevk almaya çalışın. Open Subtitles . واحد، إثنان، ثلاثة. واحد، إثنان، ثلاثة . حاول أن تتمتع بهذا ، من فضلك
    Şu anda buna gülüyorsun. Penisini sergilemekten zevk alıyorsun. Open Subtitles أنتَ تضحك حول ذلك الآن أنتَ تتمتع بعرض عضوك الذكري
    Demek istediğim şey, ben her zaman bir kadının erkeklerin seksten zevk aldığı gibi seks yapmasını ve zevk almasını söyleyen bir kadınım. Open Subtitles أنا الوحيدة التي دائماً تقول أن المرأه يجب أن تملك نفس الحقوق و يجب عليها أن تتمتع بممارسة الجنس بنفس طريقة إستمتاع الرجل
    Ve ahtapot zekâsını bu kadar şaşırtıcı kılan şey, bizimkinden tamamen farklı bir biyolojik yapıya sahip olmalarıdır. TED فالذي يجعل من ذكاء الأخطبوط مدهشاً هو أنها تتمتع بتركيب عضوي مختلف تماماً عنا.
    Bu da demek oluyor ki alttaki toprak sağlıklı bir mantar kökenli ağa sahip. TED وهذا يعني أن التربة بالأسفل تتمتع بشبكة فطرية سليمة.
    Yani, evet, biyoloji bugün taşımacılık dehasının tüm özelliklerine sahip. TED لذا نعم، تتمتع الأسس الحيوية والعضوية بجميع السمات العبقرية في مجال النقل اليوم.
    Ve ben herşeyin güzel gittiğini ve bundan keyif almanı söylüyorum, hayat devam ediyor. Open Subtitles أنا هنا لكي أخبرك أن عليك أن تتمتع بالحياة, الحياة تستمر
    Sen bir insan değilsin. Kendi acısından keyif alan bir makinesin. Open Subtitles انك لست بشري , انك الة تتمتع بالمها الخاص
    Doğum gününün geri kalanının tadını çıkaramaz mıyız? Open Subtitles ألا يمكنك أن تتمتع فحسب ببقية عيد ميلادك؟
    Bir dakika olsun hayatın tadını çıkar istedim. Open Subtitles أنا فقط أردك أن تتمتع بنفسك على الأقل لدقيقة واحدة
    İkisiyle de tanışmak hoşuna gider diye düşündüm. Open Subtitles أعتقد أنك سوف تتمتع معرفة كل منهما.
    hoşuna gitti, değil mi? Hoşlandın mı bundan? Open Subtitles هل تتمتع وانت تفعل هذا اليس كذلك؟
    Hayır, lütfen. Etrafımın keyfini çıkarıyorum. Open Subtitles لا، من فضلك، أنا تتمتع هذه المناطق المحيطة بها.
    İlişkiye girdiğin kişilerin adlarını bilmeden tutkuyla seks yapmaktan hoşlanıyor olabilir misin? Open Subtitles امن المعقول انك كنت تتمتع بعلاقات جنسية متطرفة مع شخصٍ لم يرد لك معرفة اسمه؟
    Cinayet soruşturmalarında kadının açıklanması imkânsız bir yeteneği var. Open Subtitles هذه المرأة تتمتع بموهبة خارقة في مسائل التحقيق في جرائم القتل

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more