Uzak ihtimallere tutunmadığın açık çünkü duygusal olarak bağlı olmadığın açık. | Open Subtitles | من الواضح انك لا تتمسك بالقشات لأنه من الواضح انك غير متورط عاطفيا |
Altı: Şirketin; değerlerine sadık olması gerek. | TED | الدرس السادس: شركتك تحتاج أن تتمسك بمبادئها. |
Belki onun için tutunmak çok zordu, o çok çelimsiz... | Open Subtitles | ربما من الصعب عليها جدا أن تتمسك بأمل ضعيف |
Bunu anlamanın şu anda zor olduğunu biliyorum ama böyle insanlar bulduğunda, bütün gücünle onlara tutunman gerekir. | Open Subtitles | أعلم أن من الصعب عليكَ أن تستوعبَ ذلك، حالياً ولكن عندما تجد أناس كهؤلاء فعليكَ أن تتمسك بهم ، بكل ما أؤتيتَ من قوة |
Yine sığınağına tutunmaya çalışan o radar kız olarak seninle görüşmek istemedim. | Open Subtitles | أنا لم أُرِد أن أقابلك مرة أخرى كــ فتاة لديها رادار، و تتمسك بك من أجل الملاذ الآمن |
Ama bana izin vermen lazım sen Libby'e tutunurken, benim de birine tutunmam için. | Open Subtitles | ولكن يجب أنْ تسمح لي بشيء، شخص أتمسك به بينما تتمسك أنت بليبي. |
O işe yaramaz salak göze bağlı kaldığın sürece benimle gelip gök kubbede yaşayamazsın. | Open Subtitles | ما دمت تتمسك بتلك العين السخيفة و عديمة الفائدة لا يمكنك المجيء للعيش معي في السماء |
Her zaman alışkanlıklarına bağlı kaldın, Lee onlar seni öldürmeye başladıktan sonra bile. | Open Subtitles | "أنت دائماً تتمسك بعاداتك يا " لي حتى بعد أن بدءوا بقتالك |
Evet, yaşam tarzı editörümüz insanların daha çok yazılı şeylere bağlı olduklarını söylüyor. | Open Subtitles | نعم، رئيس تحرير لدينا يقول ان الناس اكثر احتمالا ان تتمسك بالاشياء التى تكتبها ..... |
Yapılan anlaşmaya sadık kalmalısın. | Open Subtitles | يجب أن تتمسك بإتفاقك الأصلي -أمهلنا 60 يوماً |
Planımıza sadık kalacaktın. Bizimle gelecektin. | Open Subtitles | كان يفترض أن تتمسك بما اتفقنا عليه. |
Neden yaptığımız taktiğe sadık kalmadın? | Open Subtitles | لماذا لم تتمسك بالخطة التي تحدثنا عنها |
Ama aynı zamanda kültürüne tutunmak ve bunun ne kadar özel olduğunun farkına varmak da önemli. | Open Subtitles | ولكنه مهم لك أيضاً أن تتمسك بحضارتك وتدرك مدى تميزها |
Sımsıkı tutunmak istediğin bir şey arıyor olabilirsin. | Open Subtitles | من الأفضل أن تجد شيء تتمسك به |
Bir hayale tutunmak... | Open Subtitles | أن تتمسك بالخيال |
Çocuğuna tutunman hoşuma gitmiyor çünkü çocuğunun işi bitti. | Open Subtitles | لا أحب أن أراك تتمسك بابنك لأن ابنك مات ابنك مات |
Buna tutunman gerek. | Open Subtitles | عليك ان تتمسك بها |
tutunman gereken kısım bu. | Open Subtitles | هذا هو الجزء الذي تتمسك به |
Hâlâ ümitsizce yarattığın kimliğe tutunmaya çalışıyorsun, değil mi? | Open Subtitles | لا تزال تُكافح بشدة لكيّ تتمسك بهذه الهوية التي صنعتها ؟ |
Bir anıya tutunmaya çalışmanın nasıl olduğunu bilirim. | Open Subtitles | أعرف كيف يبدو أن تتمسك بالذاكرة. |
Shield artık anlamı olmayan bir dünyaya umutsuzca tutunurken... biz her gün daha da güçlenerek büyüdük. | Open Subtitles | نحن نزيد قوة كل يوم في حين (شيلد) تتمسك بيأس في عالم لم تعد تفهمه بعد الآن. |