O halde, CIA sizi mi dinliyor? | Open Subtitles | لأنهم حينها سيملّون ويتوقفون عن التنصت عليّ إذًا المخابرات الأمريكية تتنصت عليك؟ |
Şimdi sorumuz şu, CIA neden evini dinliyor? | Open Subtitles | الآن ، السؤال هو لماذا تتنصت المخابرات المركزية على منزلك ؟ |
Bekle, eğer nereye gideceğimizi biliyorsan bizi dinliyordun. | Open Subtitles | انتظر اذا كنت تعلم الى اين نحن سنتجه هذا يعني بانك كنت تتنصت علينا |
- Kapıyı mı dinliyordun? | Open Subtitles | هل كنت تتنصت عند الباب؟ |
Bazen, telefonda konuşurken beni dinlediğini bile düşünüyorum. | Open Subtitles | إنني أظن في بعض الأحيان أنك تتنصت علي عندما أتكلم في الهاتف |
Telefondayken beni dinleme. | Open Subtitles | لا تتنصت علي وأنا اتكلم في الهاتف |
Tom'la ayrıldıktan sonra ne zaman telefonla konuşsam etrafta geziniyordu, dinlemeye çalışıyordu. | Open Subtitles | مثلا, عندما إنفصلت عن توم كانت دأئما تتسكع حولي000 حينما أكون على الهاتف محاولة بذلك أن تتنصت |
DEA onları dinliyor. | Open Subtitles | مكافحة المخدرات تتنصت على هواتفهم |
Kapıda durup, dinliyor muydun? | Open Subtitles | تتنصت من خلف الباب؟ |
Konuşmamı dinliyor muydun? | Open Subtitles | هل كنت تتنصت على حديثي؟ |
NSA, eve yaklaşan herkesin telefonunu ve bilgisayarını dinliyor. | Open Subtitles | - (عمّان)" وكالة الأمن القوميّ تتنصت على الهواتف ووصلات الحواسيب... لأيّ شخص اقترب من المنزل... |
Sen de beni dinliyordun herhalde. | Open Subtitles | وكنت تتنصت علي، على ما يبدو. |
Bizi mi dinliyordun? | Open Subtitles | أكنت تتنصت علينا ؟ |
Demek gizlice bizi dinliyordun. | Open Subtitles | كنت تتنصت |
Beni dinlediğini biliyordum. | Open Subtitles | علمت انك كنت تتنصت |
Bayan Moneypenny'nin dinlediğini söyledin. | Open Subtitles | (حسنٌ، لقد أخبرتني أنّ الآنسة (مونيبيني كانت تتنصت علينا |
2006'da teknisyen Mark Klein, NSA'in ATT'nin San Francisco şebekesini izinsiz dinlediğini ortaya çıkardı. | Open Subtitles | عام 2006، التقني (مارك كلين) كشف أن الـ"إن إس أي" كانت تتنصت على مكالمات"أي تي أند تي" في "سان فرانسيسكو". |
Amanda'nın dinleme cihazından haberimiz var. | Open Subtitles | -نعلم أن (أماندا) تتنصت عليكِ يقوم (بيركوف) بالتشويش عليها |
Telefonu mu dinleme artık. | Open Subtitles | لا تتنصت على جوالي |
GTF nin telefonlarinizi dinlemeye aldigini soyledim. | Open Subtitles | قلت لك، الشئون الداخليه تتنصت على جميع المكالمات الهاتفيه |
NSA, evin yakınlarında olan herkesin telefon ve bilgisayar hattını dinlemeye aldı. | Open Subtitles | - (عمّان)" وكالة الأمن القوميّ تتنصت على الهواتف ووصلات الحواسيب... لأيّ شخص اقترب من المنزل... |