Uzaylıların, dünyayı ziyaret ettiğine dair bu kadar kanıtı nasıl çürütebiliyorsun? | Open Subtitles | كيف تستطيع دحض الكثير من الأدلة التي تثبت أن الفضائيين قد زاروا الكوكب؟ |
Güzelliğin yalnızca yüzeysel olduğunun ve hepimizin içinde bir canavar yaşadığının kanıtı. | Open Subtitles | التي تثبت أن الجمال هو مجرد شئ سطحي وأن الوحش يعيش في داخلنا جميعا. |
Elimde, Niebaum'un yalan söylediğine dair kayıtlar var. | Open Subtitles | لقيت شرايط تثبت أن نيبوم كان بيكدب |
Kaynak kayıtları Kıbrıs kaydının sahte olduğunu kanıtlıyor. | Open Subtitles | التسجيلات الأصلية التي تثبت أن تسجيلات قبرص مزيفة |
Satabilmeniz için ürününüzün güvenli ve etkili olduğunu kanıtlamanız gerekliydi. | Open Subtitles | يجب أن تثبت أن منتجك آمن و فعّال |
Ama bu belge o beyanın doğru olmadığını kanıtlayacak. | Open Subtitles | لكن هذه الوثيقة تثبت أن .هذا التصريح غير صحيح |
Güzelliğin yalnızca yüzeysel olduğunun ve hepimizin içinde bir canavar yaşadığının kanıtı. | Open Subtitles | التي تثبت أن الجمال هو مجرد شئ سطحي وأن الوحش يعيش في داخلنا جميعا. |
Ahn Chan Soo'nun suçu olmadığını kanıtlayacak kanıtı bulup getireceğim. | Open Subtitles | سأجد أدلة تثبت أن آهن تشان سو بريء |
Elimde, Niebaum'un yalan söylediğine dair kayıtlar var. | Open Subtitles | عثرت على بعض التنصتات تثبت أن (نيبام) كان يكذب طوال الوقت. |
Oldukça değerli olduğunu kanıtlıyor. | Open Subtitles | وقالت أنها تثبت أن تكون تماما الأصول. |
Bay Başkan, bu fatura Kalinda Sharma'nın müvekkille direk bağlantılı olduğunu kanıtlıyor, bu nedenle onun notları da müvekkilimizin malıdır. | Open Subtitles | -أجل . سيدي رئيس الجلسة، قائمة الحساب هذه تثبت أن (كاليندا شارما)، وثيقة الصلة بصورة مباشرة بالعميل، |
Leonard Snart sıkı bir nemesis olduğunu kanıtlıyor. | Open Subtitles | ليونارد Snart تثبت أن يكون تماما العدو. |
Otto'nun ifadesinin yalan olduğunu kanıtlamanız gerekir. | Open Subtitles | سيتوجب عليك ان تثبت أن شهادة (أوتو) زائفة |