Ama bu konuda bütün yaz ne kadar kötü hissettiğimi bilmiyorsun. | Open Subtitles | لكن ما لا تعرفه كم شعرت بالسوء تجاه ذلك طوال الصيف |
Çaresizliğe düştüm çünkü bu konuda kimseye bir şeyler yaptıramıyorum. | Open Subtitles | وانا محبطة, لا أجد اية أحد ليفعل شئ تجاه ذلك |
Şimdi her ikimiz de bu konuda bir şey yapabiliriz. | Open Subtitles | حسنًا,الآن أنا وانت في موقف يخولنا لفعل شيءِ تجاه ذلك. |
Pek iyi sayılmaz. bu konuda ne yapabiliriz? | TED | وهذا لن يكون جيدا أبدا. إذا ماالعمل تجاه ذلك ؟ |
Tabii ki son yıllarda bu alanda birçok değişime tanık olduk. Ve insanlar bu konuda uyanmaya başladı. | TED | بالتحديد لقد رأينا، في السنوات الأخيرة، الكثير من التغييرات في هذا الإطار. وقد بدأ الناس بالاستيقاظ تجاه ذلك. |
Çocuklar bu konuda ne düşünüyorlar bilmem. | TED | أنا لست متأكدًا من إحساس الأطفال تجاه ذلك. |
Avukatıma bu konuda çok açık olduğumu belirtmesini söylemiştim. | Open Subtitles | ظننت بأنّ المُحامي قد أوضح تماماًً موقفي تجاه ذلك |
bu konuda ne kadar hassas olduğunu biliyorum, bu yüzden sana yazmaya çekindim. | Open Subtitles | أعرف كيف تشعرين بقوة تجاه ذلك ولهذا ترددت فى الكتابة |
- Kendimi bu konuda kötü hissediyorum. - Suçluluk hissetme bebeğim. | Open Subtitles | ــ لدي شعور سيء تجاه ذلك ــ حسناً, لا تشعري بالذنب يا حبيبتي |
Pek çok insan "bu konuda çok kötü hissediyorum diğer kişi büyük bir hata yaptı." der. | Open Subtitles | ذلك هو وقت القوة الكثير من الناس يقولون اشعر بالسوء تجاه ذلك الرجل الآخر ارتكب غلطة |
Onlar da bilseydi, Birsey yaparlar miydi bu konuda? | Open Subtitles | ،لو كانوا يعلمون هل كانوا سيفعلون شيئاً تجاه ذلك كذلك؟ |
Lütfen! bu konuda bu kadar hassas olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | لا أعرف أنك حساسة تجاه ذلك - أرجوك ، دعنى و شأنى - |
bu konuda bir şey yapmalısın, Edgar. | Open Subtitles | عليك ان تفعل شيئا تجاه ذلك , ادجار |
bu konuda yapabileceğin hiçbir şey yok. | Open Subtitles | ولا يوجد ما يمكنك فعله تجاه ذلك |
Ama doğruyu söylemek gerekirse bu konuda biraz sinirliyim çünkü çoğu zaman ne söylediğini gerçekten takip edemiyorum. | Open Subtitles | لكن لأقول الحق أَنا عصبيه تجاه ذلك الشخص... لأننى بكل صدق لا أَستطيعُ الإتّباع معظم الوقت |
Yargıç bu konuda çok hassas olacaktır. | Open Subtitles | إن القاضي سيكون حسّاسًا جدًّا تجاه ذلك |
Ve bu konuda fazla suçlu hissetmiyorum. | Open Subtitles | على اى حال انا لا اشعر بذنب تجاه ذلك |
Ve bu konuda fazla suçlu hissetmiyorum. | Open Subtitles | على اى حال انا لا اشعر بذنب تجاه ذلك |
- bu konuda acele ettiğini, düşünmüyor musun? | Open Subtitles | أما فكرت بأنك مندفع تجاه ذلك ؟ |
Bu ekosistem çöktüğü zaman büyük bir ekosistemi de kendiyle sürükleyebilir, tıpkı atmosferimiz gibi. Öyleyse, bununla ilgili ne yapabiliriz? | TED | وعندما ينهار ذلك النظام البيئي ، قد ينهار نظام بيئي أكبر معه. مثل غلافنا الجوي. إذا ماذ سنفعل تجاه ذلك ؟ ماهو الحل ؟ |