Grubun bir parçası olmak istiyorsan, testi geçmen gerek. | Open Subtitles | إذا أردت أن تكون فرداً من المجموعة عليك أن تجتاز الإختبار |
Seviye 4 için hazırsın. Sadece psikolojik değerlendirmeyi geçmen lazım.. | Open Subtitles | تم ترقيتك إلى المستوى الرابع فقط بعد أن تجتاز التقييم النفسي |
Birşeylerin hayaletini barındırmayan bir binanın yanından geçmek imkansızdı.. | Open Subtitles | كان من المستحيل ان تجتاز مبنى لايوجد فيه شبح او شىء ما |
Gol atmak için Bucky Amcanı geçmek zorundasın. | Open Subtitles | يجب عليك أن تجتاز عمك باكى العجوز هذه المره |
Evet, uyarı gönderildiği için sınırdan geçmeni beklemezler. | Open Subtitles | لن يتوقعوا ان تجتاز الحدود باعتبار ان الأنذار قد تعمم |
Maalesef, bütün güvenlik önlemlerini geçsen bile sonuncusunu geçemezsin. Tesis, bu yüzden yürüyüş analizi ile korunuyor. | Open Subtitles | للأسف، حتى وإن اجتزت كل الإختبارات الأمنية، فلن تجتاز إختبار الأخير الّا وهو تحليل المشي |
Benim bakış açımı alırsan, benim bakış açımı kabul edersen sınavlarını geçersin ve sürekli ve sürekli yükselirsin ve sonunda polis, hakim avukat, general, politikacı olursun ve mutlu ve başarılı olursun. | Open Subtitles | و إذا رددت ورائي إذا وافقتني سوف تجتاز الأمتحانات و تعلو و تعلو و تعلو و تصبح شرطياً أو قاضياً |
Peşinde koşulan unvanı elde etmek için Noryangjin seçmelerini geçmelisin! | Open Subtitles | عليك ان تجتاز إختبار النوريانغ جين كي تحصل على هذا اللقب |
Bir testten daha geçmen gerekiyor. | Open Subtitles | يجب عليك أن تجتاز اختبارا واحدا فقط |
İşte bu yüzden bu testi geçmen gerekiyor. | Open Subtitles | ولهذا يجب ان تجتاز الفحص بنجاح. |
Aşağıya gelmen için, diğer seviyeyi geçmen gerek. | Open Subtitles | لكيتنزلهنا يجب أن تجتاز مستوى أخر |
Vay canına! Bu şeyi uçurmak için bir sınavdan geçmek gerekiyor mu? | Open Subtitles | أعليكَ أن تجتاز إختباراً لتحلق بهذا الشيئ؟ |
Işık hızını, geçmek için ise sonsuzdan daha fazla enerjiye ihtiyacınız olacaktır. | Open Subtitles | و أنت بحاجة لكميات لا نهائية من الطاقة كي تجتاز حاجز سرعة الضوء |
Todai Tokyo Üniversitesi'ne girmek için iki farklı sınavı geçmek gerekiyor. | TED | لكي تدخُل Todai وهي جامعة طوكيو، عليك أن تجتاز نوعين مختلفين من الاختبارات |
Alarm verildiğinden sınırı geçmeni asla beklemezler. | Open Subtitles | لن يتوقعوا ان تجتاز الحدود باعتبار ان الأنذار قد تعمم |
Alarm verildiğinden sınırı geçmeni asla beklemezler. | Open Subtitles | لن يتوقعوا أن تجتاز الحدود باعتبار أن الأنذار قد تعمم |
- Sen geçemezsin olacak. - Herneyse, Ben, O bir film, tamam mı? | Open Subtitles | ــ إنه أنت, لا يجب أن تجتاز ــ مهما يكن, (بين), إنه فلم |
Ormanı tek başına geçemezsin. | Open Subtitles | انت لن تجتاز الغابة لوحدك |
Ya kondisyon testini geçersin ya da burada bir daha çalışamazsın. | Open Subtitles | إما أن تجتاز إختبار اللياقة أو لن تستطيع العمل هنا بعد الآن |
Önce ağaç testini geçmelisin | Open Subtitles | أولاً عليك أن تجتاز الأختبارات الثلاثة |
Bu para sınavı geçtikten sonra size geri verilecek. | Open Subtitles | و التى سوف تعود لكم عندما تجتاز الإختبار |
Bir muhabir olarak, ilk araba finiş çizgisini geçtiğinde orada bulunmak görevim olduğuna göre kazanmak da işime gelir. | Open Subtitles | و طالما كانت وظيفتى كمحررة أن أكون هناك عندما تجتاز السيارة الاولى خط النهاية سيكون ضروريا أن أفوز |