Sizle bir proje paylaşmak istiyorum çünkü bence bu iki-lik etrafımızdaki dünyada kendini bulabilir. | TED | أود مشاركتكم مشروع، لأني أعتقد أن الثنائية يمكن أن تجد نفسها في العالم من حولنا. |
Asıl fikir, hava aracının kendini her türlü durumdan kurtarmasını sağlamak. Ve pratik yaparak zamanla performansını artırıyor. | TED | إن الفكرة هي أن تستعيد الطائرة وضعها بغض النظر عن الوضع الذي تجد نفسها فيه. ومن خلال التجربة سيتطور أداؤها مع الوقت. |
Nancy kendini bir kazan dairesinde buluyordu. | Open Subtitles | عندما قالت نانسي بأنها مازالت تجد نفسها في غرفة الغلاية؟ |
16 yaşında bir kız kendinden çok yaşlı biri ile düzüşüyor ve kendini ruhsal ve cinsel yönden aydınlanmış buluyor. | Open Subtitles | فتاة في الـ 16 من العمر تضاجع رجل أكبر منها في السن و تجد نفسها تتغير روحياً و جنسياً |
ve biraz iyilik yapmak isteyen bir kadın isterse kendini daha iyi rollerde oynarken bulabilir. | Open Subtitles | و امرآة ارادت ان تقوم ببعض الخير قد تجد نفسها تلعب دورا أكبر بكثير مما كانت تنوي |
O olacak bir donem kapali alacak universiteden, kendini bulmak. | Open Subtitles | وهي سيأخذ فصل دراسي الخروج من الجامعة، تجد نفسها. |
Nedenselliğin ahmaklığı yine kendini düşmanımızın komplosuna bulaştırdı. | Open Subtitles | مرّة أخرى، حمقاء السببية تجد نفسها.. متورّطة في مؤامرة عدوّنا |
Ne gariptir ki, ülkesine gitme olanağı bulunmayan benim gibi bir sanatçı kendini, halkının sesi, sözcüsü olmak durumunda buluyor. | TED | ومن الغريب، فنانة مثلي تجد نفسها أيضا في موقف ان تكون صوت، المتكلم لشعبي، حتى لو كانت، في الواقع ، لا أ ستطيع الوصول إلى بلدي. |
Bilmiyorum. Galiba hala kendini bulamadı. | Open Subtitles | لا أعلم يبدو أنها لم تجد نفسها بعد |
Eski karım kendini bir evle tanımlamaya ihtiyaç duyar. | Open Subtitles | زوجتي السابقة تحتاج .أن تجد نفسها بمنزل |
Adamları tehdit mi ettiler, rüşvet mi verdiler bilmiyorum ama sonucunda birden kendini Çehov oynayan çok ciddi dramatik bir radyo programında büyük bir rolde buldu. | Open Subtitles | لأجلها لا أعلم إن تمت رشوتهم، أو تهديدهم ولكن النتيجة كانت أن تجد نفسها... |
kendini baştan yaratması gerekti. Sonra da polis olmaya karar verdi. | Open Subtitles | كان علينا ان تجد نفسها من جديد ، وقررت ان ترتدي الشارة . |
Bu kız kendi kendini bulmayacak. | Open Subtitles | هذه الفتاة لن تجد نفسها بنفسها |
Yine de Bayan Hudson'ımız kendini sürekli bunalımdaki güçlü erkeklerin yanında buluyor. | Open Subtitles | و مع ذلك السيدة " هادسن " تجد نفسها بإستمرار في شركة مع رجال أقوياء في الأزمات. |
Ama beyni olan bir kadın aşkı için her şeyden vazgeçtiğinde kaçınılmaz olarak kendini erkeklerin, bebeklerin ve kardiyo barlarının öylece dolduramayacağı varoluşsal uçuruma bakarken bulur. | Open Subtitles | ولكن امرأة ذكية التي تتخلى عن كل شيء من أجل الحب تجد نفسها حتما تحدق إلى هاوية الوجود الرجال, الاحباء وحانات القلب ببساطة لا يمكن أن يملائو |
1984 Japonya'sında, Aomame adlı bir kadın kendini yükseltilmiş bir otoyolun sarmal merdiveninden aşağı doğru geçerken bulur. Dibe geldiğinde, elinde olmadan bir anda hisseder, yeni bir gerçekliğin içine girmiştir, ayrıldığından sadece biraz farklıdır, ama çok benzer, ama farklı. | TED | امرأة تدعى أومامي في اليابان سنة 1984 تجد نفسها تعبر سلما حلزوني نزولا خارج طريق سريع مرتفع. حين تصل إلى الأسفل، ولا يسعها إلا أن تحس أنه، فجأة، قد دخلت واقعا جديداً مختلف قليلا عن الذي غادرته، لكن مشابه جداً، ولكن مختلف. |
PA: Evet sonra birçok sanatçı ile organizatör arkadaşımızın da bu üzüntü döngüsünde kaybolduklarını fark ettik, biz kendini hep bir cenazenin içinde bulan bir topluluktuk. | TED | "فيليب": أجل، فلقد أدركنا أنّ العديدَ من أصدقائنا الفنانين والمنظمّين كانوا منهمكين في الأحداثِ الحزينة هذه. وكنّا في تنظيماتٍ كانت غالباً ما تجد نفسها في مراسمِ العزاء |
İpucu topu kendi kendini bulmayacak. | Open Subtitles | كرة المفتاح هذه لن تجد نفسها. |