Ayrıca bu kusmuk, karidesin düşmanını yemek isteyen daha büyük yırtıcıları çeker. | TED | بالإضافة, هذه المادة تجذب الكائنات المفترسة أكبر التى تتغذى على عدو القريدس. |
Bir kez köpekbalığı avını yakalarsa koku ve hareketlilik diğerlerini de çeker. | Open Subtitles | وبمجرد أن اول سمك قرش يصطاد فريسته, الرائحة و الثَوَرَان تجذب الآخرين. |
Görünüşü ve kokusunun bir sonucu olarak leş sineklerini kendine çekiyor. | Open Subtitles | ونتيجة كل من الشكل والرائحه للزهره معاً فإنها تجذب الذباب إليها |
Ve her birimiz derimizde sivrisinekleri kendine çeken veya iten farklı kimyasallar ürettiğimiz ve farklı koktuğumuz için, bazılarımız diğerlerinden çok daha çekici hale gelir. | TED | و بما أننا جميعا لدينا روائح مختلفة و ننتج مواد كيميائية على بشرتنا و التى تجذب أو تُنفر البعوض، بعضنا أكثر جذبا من البعض الأخر. |
Burada ilgi çekecek 3 şey var Otel Schatz piyango cinayeti mahalli ve Bayan Gerda'nın genelevi. | Open Subtitles | المكان فيه ثلاثة أشياء تجذب الناس: فندق شاتز، مكان جريمة القتل، |
- Ya çekme saçımı, acıyor. - Ya sus, siktirtme şimdi saçını. | Open Subtitles | لا تجذب شعرى، فهذا يؤلم- أصمتى، فلا تجعلينى أنكح شعرك أيضاً الآن- |
İnsanların hayal gücünü buraya çekmek için bir tür illüstrasyon bir tür gösteri var mıdır? | TED | هل هناك نوع من التوضيح الطبيعي ، بعض التمهيدات التي قد تجذب خيال الناس هنا ؟ |
Kapsül, tüm yağ hücrelerini resmen cezbeder ve onları temizler. | Open Subtitles | بصورة رسمية، الكبسولة تجذب الخلايا الدهنية و تدفعهم للخارج |
Ve bu kuvvetler, elektrik yükü olan maddeleri çeker ve etkiler. | TED | وهذه القوى تجذب وتؤثر في الأجسام التي لديها شحنة كهربائية. |
Tabii ki büyük etkinlikler dikkati çok çeker fakat asıl önemli olan şey, günbegün ilerleyen şeydir. | TED | طبعا، فان الاحداث الكبيرة تجذب الكثير من الانتباه لكن ما يهم بالفعل هو ما يحدث في كل يوم |
Olgunlaşmış meyvelerdeki şekerler maya olarak bilinen mikroskobik organizmaları çeker. | TED | تجذب السكريات في الفواكه الناضجة كائنات دقيقة تدعى بالخمائر. |
Bu canlıları anlama çabası... bilim dünyasının en zeki beyinlerinden bazılarını çekiyor. | Open Subtitles | فهي هذه المخلوقات التي تجذب بعض من أفضل العقول في العالم العلميّ. |
Yarış aktivitelerin gereksiz dikkat çekiyor, ama daha da rahatsız edici olan izinsiz ticari girişimlerin. | Open Subtitles | نشاطاتك بالسباقات تجذب إنتباهاَ غير ضروري لكن الأكثر إزعاجا نشاطاتك التجارية الغير مسموح بها |
Bu erkek uzaktaki dişilere sesleniyor ama homurtular bazen de rakipleri çekiyor. | Open Subtitles | الذكور يتغزلون بالاناث البعيدات ولكن اصوات غزلهم تجذب المنافسين احيانا |
Buna ilaveten, yüzeylerde, mercanları resiflere çeken kimyasal ve mikrobiyal sinyaller olduğunu keşfettik. | TED | الآن، وبالإضافة لدراسة الأسطح يمكننا دراسة الإشارات الكيميائية والميكروبية التي تجذب المرجان إلى الشعاب. |
Gezegendeki yemek yiyen en büyük canlılardan bazılarını çeken bir ziyafet. | Open Subtitles | إنها وليمة تجذب بعضاً من أعظم مفترسات هذا الكوكب. |
Onun için her birinizin, gençlerin dikkatini çekecek beş hikaye fikri getirmesi gerek. | Open Subtitles | لذا أريد من كل منكما أن يجد لي 5 قصص تجذب الشباب |
Burada kal ve ne yaparsan yap, takılara dikkat çekme. | Open Subtitles | ابق هنا و مهما ما فعلت لا تجذب الانتباه الى المجوهرات |
Fakat neden sizin inandığınıza inananların ilgisini çekmek önemlidir? | TED | ولكن لم من المهم أن تجذب أشخاصا يؤمنون بما تؤمن به؟ |
Tütsü, hayaletleri cezbeder, hayaletler de ailenin bütün iyiliklerini ve servetini tüketirler. | Open Subtitles | وعيدان البخور المحترقة تجذب الأشباح، التي تأخذ الدخان وتدمر ثروات العائلة. |
Ben güçlü ve çekici bir kadınım Ama asla bilemeyeceksin. | Open Subtitles | أنا امرأةٌ قوية وجذابة مؤخرتها تجذب الكثيرين. لن تعرف أبداً. |
Bir iki başarılı nişan en azından dikkatlerini çekebilir. | Open Subtitles | بضعة رصاصات جيدة التصويب قد تجذب انتباههم على الأقل |
Evet... Tam bir piliç mıknatısı. Sana yalan söylemeyeceğim. | Open Subtitles | بالتأكيد إنها تجذب الفتيات .لن أكذب عليكِ |
Sen üzerine çok fazla dikkat çekiyorsun. Hep çektin. | Open Subtitles | أنت تجذب الكثير من الإنتباه نحوك، دوماً ما فعلت هذا. |
Birkaç gün burada oturup... çaresizce birilerinin dikkatini çekmeye çalışacaksın. | Open Subtitles | انت تجلس هنا عدة ايام وتحاول بأستماتة ان تجذب الأنتباه |
Önce dikkatlerini çekersin sonra bir mesaj ile vurursun, ve bum, bir ruhu daha kurtarmışsın. | Open Subtitles | تجذب إنتباههم .. ثم بعد ذلك نقدم لهم الرسالة وبذلك تكون قد انقذت روحا أخرى. |
İstiyorsan bu konuda kötü hisset, fakat tetiği sen çekmedin. | Open Subtitles | لا بأس انك تشعر بتقصير من تجاهك و لكنك لم تجذب الزناد |
Ona püf noktasını söyledim, ona hangi hareketlerin büyük kalabalığı çekeceğini söyledim. | Open Subtitles | أريته الخطوات أخبرته بنوع الحركات التي تجذب حشود أكثر |