"تجرى" - Translation from Arabic to Turkish

• gidiyor
• koşuyor
• yürüdüğünü
• kaçıyorsun
• koşuyorsun
• yürür
• koşarak
• koşarken
• koşuyordu
• koşacaksınız
• işler
• ameliyat

Ne... Bayan Huttinger, New York'ta işler nasıl gidiyor?
انسة هاتنجر ، كيف تجرى الامور فى نيويورك ؟

Çok şükür yeni arkadaşınla işler yolunda gidiyor.
أتمنى أن الاشياء تجرى جيدا مع الصديق الجديد

Ev arama işleri nasıl gidiyor peki? Şey...
إذاً كيف تجرى إمور البحث عن شقه على أى حال

Tören ateşini yakma onuru verilen, son koşucu, yedi gün önce başlayan maratonun son ayağını koşuyor.
الشخص الذى سيأخذ الشرف العظيم بإشعال الشعلة الرسمية أخر قدم تجرى فى الماراثون الذى بدأ منذ 7 أيام

Bilmediğiniz çok şey biliyorum. İşlerin nasıl yürüdüğünü.
أنا أعرف كل شىء انت لا تعرفة أعرف كيف تجرى كل الأمور

Neden benden kaçıyorsun, Mark?
لماذا تجرى بعيدا عنى يا مارك ؟

Hemen dışarı doğru koşuyorsun, kaçışı da arka defans yapacak.
أنت تجرى بسرعة ويُمكنك العودة للتغطية بالخلف أحياناً

Merhaba, Benim, ufaklıkla işler nasıl gidiyor?
انه انا. كيف تجرى الامور مع الصغير؟

Bu Maglev treni manyetizma etkisiyle havada gidiyor, ve rayın üzerinde ona değmeden asılı durabiliyor.
هذه القطارات "ماجليف" تسافر على الهواء بسبب المغناطيسية تجرى بدقة فوق المسار

Selam, Phyllis. Nasıl gidiyor?
,مرحباً فيليس كيف تجرى الأمور؟

Güzel olan her şey, parmaklarımın arasından kayıp gidiyor.
و كل حياتى تجرى كالمياه من بين يدى

Hey, tatlım, nasıl gidiyor?
مرحبا,عزيزتي, كيف تجرى الأمور؟

Köpekler uluyor, tavşanlar çömeliyor, geyikler telaş içinde kaçıyor, kaçıyor, dehşet içinde koşuyor.
تنبح الكلاب، تنحنى ظهور الأرانب، والغزلان تجرى مذعورة، تجرى, مذعورة فى رعب.

Güney Philadelphia'da işlerin nasıl yürüdüğünü bilirsin.
انت تعرف كيف كانت تجرى الامور في فيلي جنوبية

Neden kaçıyorsun, Joaquin?
لماذا تجرى يا "جوكين"؟

- Neden arkamdan koşuyorsun?
-لماذا تجرى خلفى ؟ -أنا فقط أستمتع بالمنظر

İnsanları arar, çok fazla yürür, emir alırsınız.
، تجرى اتصالاتك ، تحجز للرصيف تاخذ الطلبات

Yakışıklı öyle kötü görünecek ki, Mulan koşarak dağlara kaçacak.
. الغلام الطيب سينظر بحزن . وهذا سيجعل مولان تجرى على التلة

Onları öyle, aletleri şortlarının içinde koşarken görünce onları istemesem bile çıplak hayal ediyorum.
عندما ارى الرجال تجرى هكذا وأشيائهم تتحرك بسراويلهم فاننى اتخيلهم دائما عراة حتى وان كنت لااريد ذلك

Büyük ihtimalle koşuyordu; çünkü Chariton sokağına 7 dakikada ulaştı.
أنها ربما كانت تجرى وهذا هو سبب وصولها إلى شارع تشارشن بعد سبع دقائق.

Eğer geç kalırsanız koşacaksınız.
إن كنت متأخراً, فسوف تجرى

Bu işler böyle yürümez. Pekala. Öyleyse gizlice yaparım.
الأمور لا تجرى هكذا, حسنا لذا سأمضى متخفيا

Yarın bu kızın ameliyat edilmesini istiyorum.
إننى أريد أن تجرى الجراحة لهذه الفتاة غداً