"تحبهم" - Translation from Arabic to Turkish

• sevdiğin
• sevdiğini
• seviyorsun
• seversin
• sevdiklerini
• sevdiğiniz
• sever
• seviyor
• sevdiklerine
• sevdiği
• seven
• sevdiklerinin
• seviyorsan
• bayılır
• sevdikleri

sevdiğin bir kişinin, düşündüğün gibi biri olmadığını öğrenmek kolay değildir.
هذا أمر صعب, بأن تكتشف أن من تحبهم ليسوا كما نظنهم

Neden o çok sevdiğin ayaktakımından 8.000 dolar istemiyorsun?
لما لا تذهب إلى حثالة القوم الذين تحبهم كثيراً؟ وتطلب منهم أن يعطوك ثمانية آلاف دولار؟

sevdiğini sandıklarına bile güvenemezsin.
حتى الأشخاص الذين تحبهم لا يمكن الوثوق بهم

Madem onları bu kadar seviyorsun, eline bir süpürge al ve onlarla aynı para ödensin.
إذا كنت تحبهم إلى هذه الدرجة سأعطيك نفس ما أعطيهم

Hani çılgın aileler olur ya, günün sonunda onları seversin.
تعرف تلك الأسر التي يتسم كل أفرادها بالجنون ورغم ذلك تحبهم ؟

Ve bazen sevdiklerini korumanın yolu onları tehdit edenleri öldürmektir.
وأحيانا السبيل الوحيد لحماية تحبهم هو قتل الناس الذين يهددونهم.

Araçlarla dolu yollar yerine, sevdiğiniz insanların olduğu yoldan yürüyün ve tamamen farklı bir yol bulacaksınız.
أسلك المسار المليء بـالناس الذين تحبهم وليس المليء بـالسيارات، وسيكون لديك مسار مختلف تمامًا.

Bilirsin, bira içip... sevdiğin adamlarla vakit geçirmek gibi.
أتعرف، أن تشرب الجعة و تكون مع شباب تحبهم

Yeni bir hayat aramak için hayatından vazgeçmek; yeni arkadaşlar uğruna... sevdiğin arkadaşlarına veda etmek anlamsız bir şey.
أن تستغني عن حياة لإيجاد حياة اخرى أن تودع أصدقائك الذين تحبهم فقط لإيجاد أصدقاء جدد.

sevdiğin insanların acı çekmesini görmek ve bir şey yapamamak çok zor.
من الصعب أن ترى الناس الذين تحبهم يعانون وليس هناك ما يمكنك مساعدتهم به

Bak Nick, en sevdiğin müşterilerin geldi işte.
حذائي يساوي أكثر من قيمة سيارتك انظر يا نك لقد حضر زبائنك الذين تحبهم

En azından onlara, kızlarının iyi olduğunu söyleyebilirsin onları özlediğini ve sevdiğini söyleyebilirsin.
حسناً , انت لا تستطيعين اخبارهم أن ابنتهم بخير تستطيعين اخبارهم انها تفتقدهم و تحبهم

Chris, Claude ve aileleri kendilerini sevdiğini düşünüyorlar. Sevmiyor.
كريس , كلاود , ووالديهما اعتقد بأنها تحبهم , كلا لا تحبهم

Onları o kadar çok seviyorsun ki yalnız kalmak için 100 tane odan var.
أنت تحبهم بشدة لدرجة أنه لديك 100 غرفة لتبقى وحيداً فيها

Evet, insanları çıkar karşılığı sevmezsin, baba, onları karşılıksız seversin.
أجل، أنتَ لا تحب الناس أملاً في مكافأة، بل تحبهم من دونِ قيودٍ وشروط.

Tanrım, insan böyle zamanlarda sadece sevdiklerini ve onlarla ne kadar çok zaman geçirmek istediğini düşünüyor
يا رجل في مواقف كهذه أنت فقط .. كل يمكنك التفكر به هو الذين تحبهم و تتمنى لو قضيت وقتاً أطول معهم

sevdiğiniz bir işiniz, sevdiğiniz insanlar ve
لقد حصلت على العمل الذي تحبه وعلى أشخاص تحبهم.

Biraz sosis alabilir miyim? Annem çok sever.
هل يمكن أن أخذ بعض النقانق، إن أمى تحبهم جداً

Öğrenci konseyini yönetiyorlar ve fakülte onları seviyor.
إنهم يتحكمون بحكومة الطلاب و إدارة الكلية تحبهم

Güç ve kederi asla sevdiklerine verme.
القوة و الحزن, لا تعطيهم لأولئك الذين تحبهم أكثر.

Bu kaltağın, kendi çocukları gibi sevdiği iki tane kanişi var.
هذه العاهره لديها زوج من هذا النوع من الكلاب الذي يدعى البودولز والتي تحبهم مثل أولادها

Sahip olduğunuz sizi seven ve sizin de onları sevdiğiniz insanlar olması.
بل له علاقة بوجود أشخاص في حياتك الذين تحبهم و يحبونك

Gecmise dönmek cok zor... ve sevdiklerinin gerceklerini görmek de zor.
.. من الصعب أن تراجع وتنظر الحقيقة بشان الناس الذين تحبهم

İnsanların söylediği gibi söylersek insanları kendi ırkından fazla seviyorsan seni bokunda boğarım.
كما يقول البشريون البشر الذين تحبهم أنت اكثر من جنسك فلتراجع عن كلامك

Marshall nefret eder, Lilly zeytine bayılır.
هو يكره الزيتون,و هي تحبهم

sevdikleri tarafından boğazlanmış 7 çocuk.
سبعة اطفال قد قطعت حنجرتهم بواسطة ايدى تحبهم