"تحت شمس" - Translation from Arabic to Turkish

• güneşi altında
• güneşin altında
• güneşinin altında
• güneşinde
• güneş altında

Öğle güneşi altında bile karanlığı yaşarlar.
فيجب أن يسكن في الظلام بالرغم من أنه يسير تحت شمس الظهيرة

Kutup ayısının dünyası, kesintisiz yaz güneşi altında eriyip gidiyor.
يذوب عالم الدب القطبي تحت شمس الصيف الدائمة

Hayatları boyunca, tropik güneşin altında şu ankinden 4000 kat büyüklüğe erişebilirler.
على مدى الحياة تحت شمس استوائية يمكن ان ينمو أكبر ب 4000 مرة من هذا

# Birlikta geliyoruz daima olmak için # # tek güneşin altında #
اتينا معا لنكون معا الى الابد تحت شمس واحدة

O ise Miami güneşinin altında yaramazlık yapıyor.
تنهي تقارير القضايا، وهو يرقص فرحاً تحت شمس "ميامي".

Bana gece yarısı güneşinin altında hiç erimeyecek bir buzun... üzerinde yaşayacağımı söylediler.
"أخبروني بأنني سأعيش على الجليد اللامتناهي" "تحت شمس منتصف الليل"

Bir kaç gün sonra, anne dinlenmede ılık öğleden sonra güneşinde.
بعد أيام قليلة ترتاح الأم , تحت شمس الظهيرة الدافئة

Türümüzün yeni bir güneş altında ev bulma yolculuğunda, birçok jenerasyon boyunca, zamanımızın çoğunu yolculuğun kendisinde, uzayda, bir gemide, hava geçirmez bir araçta geçirme olasılığımız geçirmeme olasılığımızdan daha yüksek.
ففي رحلة فصيلنا بحثاً عن منزل جديد تحت شمس جديدة، قد نستغرق وقتاً أكبر في الرحلة نفسها، في الفضاء، على متن مركبة، وفي علبة طائرة محكمة الإغلاق، وعلى الأرجح لعدة أجيال.

Yaz güneşi altında Yatar buharlaşırım
بالاستلقاء تحت شمس الصّيف والتّرويح عن نفسي

Oh, kızarmış bir deri yakan bir çöl güneşi altında...
...اوه.. هذه البشرة الجميلة تحت شمس الصحراء الحارقة

Miami güneşi altında günde üç kez işkence, mükemmellikte ısrar.
قسوة ثلاثة أيام تحت شمس "ميامي"، إصرار على الكمال.

Aria, cuma günü Toskana güneşi altında şarap tadıyor olabiliriz.
(آريا) يمكننا أن نتذوق الخمر تحت شمس (توسكان) في الجمعة

Kızgın güneşin altında teker teker can verdiler... ve sonunda yalnız büyük savaşçı hayatta kaldı.
واحد تلو الأخر تساقط الجنود تحت شمس الصحراء المحرقة... حتى أصبح المحارب العظيم وحده.

Kırmızı güneşin altında değil.
ليس تحت شمس حمراء.

Gece yarısı güneşinin altında tuhaf şeyler var!
هناك أشياء غريبة ! تحت شمس منتصف الليل

Anca bir çift salak öğlen güneşinde tenis oynar.
فقط اثنين من المشوهين سـ يلعبون تنس تحت شمس الظهيره

Sıkıldım ve oradan ayrıldım, her zamanki gibi Bombay'ın gecekondu mahallelerinden geçerken Sıcak öğle güneşinde ellerinde kovalarla tankerin gelip onlara su vermesini bekleyen kadın ve çocukların oluşturduğu sıraları gördüm.
لقد شعرت بالملل ورحلت، وعندما كنت في سيارتي مغادرا مررت بأحد الأحياء الفقيرة في مومباي، كما تفعلون دائما، ورأيت العديد من المصطفين تحت شمس الظهيرة الحارقة من النساء والأطفال يحملون الدلاء وينتظرون صهريج المياه ليصل ويعطيهم الماء.

Korkunç Ventoux'un, kızgın güneş altında pişen beyaz çöle bakan, muhteşem bir manzarası var.
فينتوكس الرهيب منظر رائع صحراء بيضاء، تحت شمس محرقة.

Erkeklerimiz, Güney Çin'de, güneş altında, tüy ve metalin içinde acı çekiyor.
رجالنا يعانون في الفراء والمعادن تحت شمس جنوب الصين