Yani, hiç bir zaman Cole'dan hoşlanmamıştım ve onu uyarmaya çalışmıştım. | Open Subtitles | فكما تعلم، أنا لم أحب "كول" إطلاقاً و حاولتُ تحذيرها منه |
Sizi uyarmaya çalıştığım gibi onu da uyarmaya çalıştım. | Open Subtitles | لقد حاولت تحذيرها تماماً كما حاولت تحذيركما. |
Aranızdan herhangi biri, bir başkasını uyarmak ya da aramak istiyor mu? | Open Subtitles | هل يريد أحد منكم مكالمة عائلته او تحذيرها |
Palmer'ın saldırıyla ilgili onu uyarması hususunda, burada başka kanıt kalmadı. | Open Subtitles | لم يعد هناك أيّ دليل على ..أن الرئيس بالمر كان يحاول تحذيرها بشأن الهجوم |
Belki de tavandaki çürümüş zemin hakkında onu uyarmalıyız. | Open Subtitles | ربما عليكِ تحذيرها بشأن أرضية السقف الهشة |
Uzaktan kontrolle onları uyarabilir miydim? | Open Subtitles | أكان يمكني تحذيرها من محطة عن بعد |
- Evet ama canına okuyacağımız konusunda onu uyarmalısın. | Open Subtitles | نعم, لكن يجدر بك تحذيره أو تحذيرها أنه أو هي ستقطع أطرافهم من حدة كلامه |
Tessa Weston'dan gelen bir hayalet tarafından uyarıldığını söyledi. | Open Subtitles | تيسا قالت بأنه تم تحذيرها من قبل شبح من ويستون |
Mesaj oldukça açıktı. Onu uyarmalıydım. | Open Subtitles | "الرسالة كانت واضحة للغاية، كان علي تحذيرها" |
Onu uyarabilirdim. | Open Subtitles | كان يمكنني تحذيرها. |
Onu uyarmaya çalıştığını biliyorum ama işe yaramadı. | Open Subtitles | نعم, أعلمُ أنَّك أردتَ تحذيرها ولكنَّ ذلك لم يجدي نفعاً |
Ve herkes onu uyarmaya çalıştı polis, arkadaşları ve onunla beraber ölen o zavallı dedektif. | Open Subtitles | و حاول الكل تحذيرها الشرطة،وأصدقاؤها و المحقق المسكين الذي مات معها |
Bence onu uyarmaya çalışıyordu. | Open Subtitles | سكالي أعتقد أنه كان يحاول تحذيرها |
Onu uyarmaya çalıştım. | Open Subtitles | أتفهم, أنا أعلم أني حاولت تحذيرها |
Paketi açmaması için onu uyarmaya çalışıyordum. | Open Subtitles | كنت أحاول تحذيرها لئلّا تفتح الطرد |
Paketi açmaması için onu uyarmaya çalışıyordum. | Open Subtitles | كنت أحاول تحذيرها لئلّا تفتح الطرد |
Sadece en iyi arkadaşı olarak devasa bir hata yaparken onu uyarmak bana düşer, değil mi? | Open Subtitles | لأنّها صديقتي الصدوقة فوجب عليّ تحذيرها من خطأ وخيم ترتكبه، صحيح؟ |
Clark, onu uyarmak zorundayım. | Open Subtitles | كلارك كان يجب علي تحذيرها |
Palmer'ın saldırıyla ilgili onu uyarması hususunda, burada başka kanıt kalmadı. | Open Subtitles | لم يعد هناك أي دليل من جهتي أن (بالمر) كان يحاول تحذيرها قبل الهجوم |
Bak, onu uyarmalıyız. Onu öldürecekler. | Open Subtitles | عليّ تحذيرها سوف يقتلونها |
Uzaktan kontrolle onları uyarabilir miydim? | Open Subtitles | أكان يمكني تحذيرها من محطة عن بعد |
Siyahi bir erkeğin geleceğine dair onu uyarmalısın, gelen kişi uyducu olsa bile. | Open Subtitles | عليك تحذيرها بأن رجلاً أسود سيأتي. حتى لو كان سيصلح العداد. |
Tessa Weston'dan gelen bir hayalet tarafından uyarıldığını söylemişti. | Open Subtitles | تيسا قالت بأنه تم تحذيرها من قبل شبح من ويستون |
Onu uyarmalıydım. | Open Subtitles | كان يجب عليّ تحذيرها. |
- Onu uyarabilirdim. - Ne diye? ! | Open Subtitles | كان يمكنني تحذيرها - مماذا؟ |
Kayla, Tarin'in teröristlerle birlikte olduğu konusunda annesi tarafından uyarıldı. | Open Subtitles | (كايلا) تم تحذيرها من قبل والدتها بأن (تارين) يعمل مع الإرهابيين |